Finans, enerji ve sağlık sektöründen sonra şimdi de su kaynakları ve barajlar siber saldırılara maruz kalıyor. 2019 yılında Kansas’da yaşanan bir siber saldırı sonucunda içme suyu şebekesi ciddi hasar görünce dünya bu konunun ciddiyetini kavramıştı. Bir dönem ilgili tesislerde çalışan Wyatt Travnichek isimli kişinin daha sonradan saldırı gerçekleştirmesi, siber korsanların sistematik çalıştığını da gözler önüne sermişti. 25 yıl ve 500 bin dolar cezaya mahkum edilen Travnichek’in ardından konu üzerine araştırmalar yoğunlaştı.
Zehirli su
Su kaynaklarına yapılan saldırılar sadece eski çalışanlarla sınırlı değil. 2018 yılında FBI tarafından yayımlanan bir raporda özellikle Rusya hükümetinin su tesisleri başta olmak üzere çeşitli altyapı merkezlerine düzenli siber saldırıda bulunduğu yer alıyordu. Hatta bu olayın üzerine CISA isimli altyapı siber güvenlik departmanı yoğun bir mesaiye başlamıştı. 2021 şubat ayında ise bir hackerın Florida’daki su arıtma cihazındaki sodyum hidroksit değerlerini bozmaya çalıştığı tespit edilmişti. Yakalanan hackerın Travnichek benzeri bir güvenlik açığından faydalandığı öğrenildi. FBI ve Gizli Servis olay üzerine geniş çaplı bir soruşturma başlattı.
Yumuşak karın
Gelişmelerin ışığında Biden yönetimi CISA bütçesini yüzde 30 artırmanın yollarını arıyor. Pandemi ile boğuşan ABD yönetimi için altyapı siber güvenlik harcamaları lüks gibi gözükse de en ufak bir tedbirsizlikte çok büyük ölümler yaşanabilir. Özellikle Çin ile tırmanan gerginliğin ardından siber güvenlik uzmanları, su tesisleri başta olmak üzere kritik altyapı sistemlerinin ABD’nin yumuşak karnı olduğunu belirtiyorlar.