Cinsiyet eşitliği fikri, kapılardan geçen fiziksel bedenlerden daha fazlasını kapsıyor. Bu kadar kısa bir zaman dilimindeki bu ilerleme de sektör kapsayıcılığına yönelik olumlu bir adımı temsil ediyor. Kaspersky’nin “Tech in Women” raporundan elde edilen bulgular ise kadınların teknolojideki evrimini anlamak, aynı zamanda iyileştirmeler için hala katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu vurguluyor.
Raporda, kadınların üçte ikisinden fazlasının (%69) teknolojik bir rolde ilk günden itibaren fikirlerine saygı duyulduğunu gösteren yaklaşım, olumlu bir ilerlemeyi işaret ediyor. Geçen yıl evden çalışma düzeylerinde görülen artış da burada nispeten olumlu bir etkiye sahipti; kadınların yüzde 46’sı uzaktan çalışan ekipler arasında cinsiyet eşitliğinin iyileştirildiğini ifade ediyor.
Rapor aynı zamanda, cinsiyet eşitliğine giden uzun yolculuğu da ele alıyor. Cinsiyet temsili konusundaki algılarda küresel bir iyileşmeye rağmen, kadınların üçte birinden fazlası (%38) teknoloji endüstrisindeki kadın eksikliğinin onları sektöre girme konusunda temkinli kıldığını söylüyor. Bu rakamlar görece düşük görünse de kademeli gelişme ile tam eşitlik arasındaki boşluk vurgulanıyor. Bu fikir ise kadınların yüzde 44’ünün erkeklerin teknoloji alanında olduğundan daha hızlı ilerlediği şeklindeki daha geniş anlayışla destekleniyor. Benzer bir sayının (%41) daha eşit bir cinsiyet ayrımının kariyer ilerlemesini iyileştirmeye ve bu uyumsuzluğu düzeltmeye yardımcı olacağına katıldığı göz önüne alındığında ise rapor, temsil ile genel davranışlar, fırsat ve eşitlik arasındaki bağlantının henüz kurulmadığı sonucuna varıyor.
Araştırma bulgularını desteklemek için tasarlanan çevrimiçi bir küresel bakış açısı, da ilerlemenin farklı bölgelerde nasıl farklı bir hızda ilerlediğini gösteriyor: Cinsiyet dengesinin son iki yılda gerçekten kötüleştiği Avrupa’dan; uzaktan çalışmaya geçişin dengeyi hızlandırmış olabileceği Kuzey Amerika’ya; eğitimin teknolojide genç kadınlar arasında güçlenmeyi yönlendirdiği Latin Amerika’ya ve son olarak, kadınlar arasındaki sindirmenin artık başarı öyküleriyle aşıldığı APAC’a…
Kadınların olumlu kariyer deneyimlerinin tüm dünyaya yansıtılmasını sağlamak ve fırsat ve deneyime erişim sağlamak için daha fazla rehberlik veya staj programı sağlanması da dahil olmak üzere, teknoloji alanındaki kariyeri desteklemek için önemli adımlar ve girişimlere ihtiyaç var. Ancak teknoloji endüstrisinin kadınların çalışıp başarılı olacağı bir yer olduğu inancını aşılamak için yolculuğun çok daha erken başlaması gerekiyor. Bu anlayışın özellikle okul çağında başlaması, BT ve teknoloji alanlarına ilgi duyulması ve teşvik edilmesi gerekiyor. BT profesyonellerinin çeşitli beceri grupları ve yeteneklere sahip sıradan insanlar olduğunun ve herkesin teknoloji alanına katılmayı arzulayabileceğinin görülmesi gerekiyor.
Rapora göre, dünya çapındaki birçok şirket, iş gücü arasında daha eşit temsiliyeti garanti eden kotalar da uyguluyor. İş yerlerinde değişen davranışlar ve cinsiyetçiliğin azaltılması; daha fazla kadının üst düzey pozisyonlara ulaşması ve teknolojiye girmeyi düşünen genç kadınlarla olumlu kariyer deneyimlerini paylaşabilecek daha fazla rol modeli yaratmak için tasarlanmıştır. Ancak kotalar, ivmeyi korumanın ve teknoloji alanında kadınlar için daha fazla ilerleme sağlamanın tek yolu değil.
Son birkaç yılda, kadınların teknoloji ve BT’deki temsilini iyileştirmek için artan çağrılar var. Kotalar sorunu çözmenin nispeten hızlı bir yolunu temsil etse de teknoloji endüstrisi kurumsal olarak kadın çalışanlara daha az fırsat veriyor. Cinsiyet dengesizliğini ele almak veya kadınların üst düzey BT rollerine ilerlemesine yardımcı olmak için kota uygulaması yetersiz kalıyor. Bu göz önüne alındığında, kotaların ötesine geçmeye ihtiyaç var. İlk öneri ise kişisel önyargıları yetenek edinme sürecinden kaldırmaya yardımcı olan “kör” işe alma uygulamalarını hayat geçirmek. Bu yöntem başvurulardan kimlik bilgilerinin kaldırılmasını, erkek adaylar lehine cinsiyet önyargısını ortadan kaldırmak için iş ilanlarındaki dili değiştirmeyi ve çeşitli işe alım komiteleri ile aday seçiminin önyargısız olmasını sağlamayı içeriyor. İşe alma süreçlerinden kaynaklanan önyargı ve belki de aday belirleme sürecine yardımcı olabilecek çeşitli ekipler tarafından oluşturulan akıllı algoritmalar da bunu destekleyebilir.