Teknoloji firmaları enerjinin depolanması için yoğun Ar-Ge yaparken bundan evler de nasibini alıyor.
Murat Yıldız
90’lı yıllarda bir portatif müzik çalar ile en fazla 2 saat müzik dinleyebilirdiniz. Kasetçalarların mekanik aksamlarının harcadığı enerjinin fazlalığı elbette önemliydi ancak pil teknolojilerinde de ciddi kısıtlamalar vardı. Günümüzde teknoloji firmalarının büyük bir çoğunluğu, var olan ürünlerinin daha az enerji harcaması için yoğun çaba sarf ederken, aynı zamanda batarya teknolojileri de hızla gelişiyor.
Pazar hızla büyüyor
Cep telefonları, tabletler, taşınabilir bilgisayarlar derken enerjinin depolanması ile ilgili sorun çıkaran ürünler grubuna otomobiller ve giyilebilir ürünler geldi. Her akşam şarj etmek zorunda kalacağınız bir akıllı saat kimseye cazip gelmiyor. Ya da tek bir şarj ile ancak 400 kilometre yol alabilen ve ardından 8 saatlik bir şarja ihtiyaç duyan otomobil ancak şehir içi kullanım için yeterli olabilir. Tüm bu ürünler için enerji depolama konusunda çalışmalar yapılırken, bir başka alanda da ciddi bir talep doğmaya başladı.
IHS tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre önümüzdeki yıl ev ve iş yerlerindeki enerji depolama çözümlerinin iki katına çıkacağı ve batarya satışlarının katlanacağı öngörülüyor. Yine aynı rapora göre 2025 yılına geldiğimizde Lityum-ion teknolojisini kullanan bataryalar tüm enerji depolama teknolojilerinin %80’ini oluşturacak ve inşaat sektörünün önemli yapıtaşlarından biri haline gelecek. Bu yılın sonunda ise küresel enerji pazarının iki katına çıkarak 1.4 Gigawatt saat olması bekleniyor. 2025 yılında ise birbiri ile bağlantı enerji depolama kapasitesinin 21 Gigawatt saat olacağı öngörülüyor.
Evler enerji deposu olacak
Yapılan araştırmaya göre önümüzdeki yıllarda Amerika ve Japonya, elektrik enerjisi depolama konusunda liderlik etmeye devam edecekler. Toplam pazarın üçte birini oluşturacak olan bu iki ülkedeki kapasitesinin 50 milyar dolarlık bir pazar oluşturması bekleniyor. Yine bu alanda öncü ülkelerden biri olan Avustralya’da 2025 yılına geldiğimizde evinde enerji depolama birimi bulunan hane penetrasyonunun %5 olacağı öngörülüyor. Güney Afrika, Kenya, Filipinler gibi ülkelerde de enerji depolama üzerine yoğun faaliyetler var.
Elektrikli otomobilleri için bataryalar üreten Tesla, bu alandaki öncü firmalardan biri. Tesla tarafından üretilen bataryalar günümüzde hem otomobillerde hem de evlerde kullanılıyor. Geçtiğimiz ay 5 milyar dolarlık yatırımla tamamlanan Gigafactory isimli yeni fabrika da üretime başladı. Tesla yeni fabrikası sayesinde 2018 yılında 500 bin otomobile yetecek kadar batarya üretmeyi planlıyor. Tesla CEO’su Elon Musk’a göre bu yeni fabrika 2020 yılına gelindiğinde 35 Gigawatt’lık batarya üretmiş olacak.
Tesla tarafından geçtiğimiz hafta duyurulan yeni güneş panelleri de elektrik bataryaları ile uyumlu bir şekilde çalışacak. 3500 dolara satılan Tesla PowerWall cihazları 10 Kilowatt enerji depolamasına izin veriyor. 25 bin dolara satılan PowerPack ise işletmelere yönelik bir çözüm ve 100 kilowatt’lık depolama alanı sağlıyor. Duvara monte edilen bu bataryalar sayesinde kullanıcılar ister güneş enerjisini akşam kullanabiliyor isterse daha uygun fiyatlı saatlerde enerji depolama yaparak tasarruf etmiş oluyorlar. Tesla tarafından önerilen kullanım modellerinde güneş paneli ile birlikte ürünlerin 6 ila 13 yıl arasında maliyet dönüşüm süreci bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra evinde elektrik enerjisi depolayan kullanıcılar 1 ila 3 gün arasında elektrik kesintilerinden etkilenmemiş oluyorlar.