2014 yılı içerisinde Türk Telekom’un Organizasyonunda yapılan değişiklikler kamuoyuna duyuruldu. Siz bu değişiklikleri nasıl yorumluyorsunuz? Sektöre, serbestleşme ve rekabete etkileri neler olacaktır?
Bilindiği üzere Türk Telekom tarafından 2014 yılı içerisinde kamuoyuna yapılan duyurular ile grubun (Türk Telekom, TTNet, Avea) büyüme hız ve verimliliğini arttırmak amacıyla bir entegrasyon gerçekleştirileceği, bunun ilk aşaması olarak ”satış, pazarlama, altyapı ve destek fonksiyonlarının birleştirilmesine”, yani stratejik organizasyon değişiklikleri yapılmasına karar verildiği belirtilmiştir. Gerçekleştirilen entegrasyon kapsamında, Türk Telekom, TTNET ve Avea’nın satış, pazarlama gibi “stratejik” birimlerinin birleştirildiği görülmektedir. Bu durum aslında, Türk Telekom, TTNET ve AVEA’nın fiilen birleşmesi anlamına gelmektedir.
Türk Telekom’un özelleştirmesi sırasında hazırlanan Rekabet Kurumu kararı gereğince TTNET’in internet sağlayıcılığı faaliyetleri Türk Telekom’dan ayrılmış ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip bir şirket haline getirilmiştir. Bu karar ile sektörün etkin olarak rekabete açılması, Türk Telekom’un TTNET ve diğer yeni nesil işletmeciler arasında “ayrım gözetmeden” hizmet sunmasının amaçlandığı açıktır. 2011 yılında Türk Telekom’un perakende internet hizmeti sunumunun Danıştay kararı gereğince durdurulmasının dayanağı da bu karar ve arkasında yatan bu amaçlardır. Tüm bu idari ve hukuki karar ve düzenlemeler sonuç olarak, Türk Telekom’un tüketicilere internet hizmeti sunmasının mümkün olmadığını göstermektedir.
Türk Telekom, BTK tarafından, sektördeki pazarların tamamında etkin piyasa gücüne sahip olan işletmeci olarak belirlenmiş ve çeşitli yükümlülüklere tabi kılınmıştır. Bu yükümlülüklerde biri de “ayrım gözetmeme” yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük ile Türk Telekom, TTNET’de dahil, tüm işletmeciler arasında hem hizmetin sunumuna hem de bilgiye dayalı rekabet ihlali anlamında ayrım gözetmemekle yükümlü sayılmaktadır.
Türk Telekom’un bu entegrasyon süreci, “ayrım gözetmeme” yükümlülüğünün açıkça ihlali anlamına gelmektedir. Zaten Türk Telekom bu durumu duyurularında “Türk Telekom grubu, rakiplerine karşı avantaj elde edebilmek için tek bir şirket gibi hareket edecek bir organizasyon içindedir.” İfadeleri ile niyetini açıkça belli etmektedir.
Bu değişim, zaten rekabete etkin olarak açılamamış bir alanın giderek daha fazla tekelleşmesine neden olacaktır. Bugün AB ülkelerine baktığımızda, internet hizmeti sağlayan yeni nesil işletmecilerin Pazar paylarının %46 seviyesinde olduğu görülmektedir. Türkiye’de ise Türk Telekom’un bir şirketi olan TTNET’in Pazar payının %89 olduğu bilinmektedir. Entegrasyon süreci, Türk Telekom’un, ayrımcılık yapma, şeffaf olmama gibi rekabeti bozucu davranışlara yönlendirmektedir. Örn; bu karar öncesinde Türk Telekom toptan olarak bir kampanya düzenleyeceği zaman bu kampanyayı TTNET ile diğer işletmecilere aynı zamanda duyurması bekleniyor idi. Böylece, işletmeciler eşit süreler içerisinde hazırlıklarını yapabilmekte ve bu kampanyaları tüketicilere aynı zamanlarda yansıtabilmekte idiler. Ancak şu anki durumda, bu toptan kampanyayı hazırlayan da tüketiciye sunan da aynı şirket oldu. Yani TTNET sadece hazırlanan tarifeyi diğer işletmecilerden önce öğrenerek, süre avantajından yararlanarak tüketiciye önce hizmet vermeyecek aynı zamanda bu tarifeyi kendi ihtiyaçlarına yönelik olarak kendisi hazırlayacaktır. Böyle bir durumda yeni nesil işletmecilerin rekabet şansı ortadan kaldırılmaktadır. Görüldüğü üzere, Türk Telekom, TTnet ve Avea’nın’in iş planlama, satış ve pazarlama dahil tüm iş süreçlerini birleştirmesi, ayrım gözetmeme yükümlülüğünün hiçbir anlamının kalmamasına neden olacaktır. Mevcut durumda dahi bilgi paylaşımında bulunan bu grubun birlikte hareket ile hiçbir sınır tanımaksızın rekabet ve serbestleşmeyi geçersiz kılması kaçınılmazdır.
Tüm bu nedenlerle, Türk Telekom tarafından yapılmak istenen entegrasyon uygulamasına izin verilmemesi gerekmektedir.