Mühendislik genlerini Siemens’den alan, Haziran 2008’de yüzde 51’lik payını ABD’li Gores Group’un almasıyla özellikle pazarlama genleri güçlenen iletişim altyapıları geliştiricisi Unify; yazılı, görüntülü ve sesli iletişim araçlarını tek bir IP altyapısı üzerinden sunan tümleşik iletişim alanında dünyada önde gelen oyuncularından biri. Fortune 500 şirketlerinin yüzde 75’inin Unify altyapısını kullandığını ve sundukları bu hizmetlerde tümleşik iletişim çözümlerinin ön planda olduğunu söyleyen Unify Türkiye Ülke Yönetici Erda Tütüncüoğlu, tümleşik iletişimde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de istikrarlı bir büyüme olduğunu açıklıyor. ABD ve Avrupa’da satılan iletişim lisanslarının yüzde 20-25 aralığında olduğunu ve Türkiye’de de bu oranın yüzde 20’ye yaklaşmaya başladığını kaydeden Tütüncüoğlu, tümleşik iletişim teknolojilerde maliyetlerin de düştüğüne dikkat çekiyor. Tütüncüoğlu ile tümleşik iletişim alanında Türkiye’de ve dünyada yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Unify ile başlayalım. Siemens Enterprise adı 2013’ün sonu itibariyle Unify oldu. Böylece şirket yapısında neler değişti?
Siemens bünyesindeyken hem doğrudan hem de dolaylı satış modelleri bir arada yürüyordu. Böyle olduğu zaman her ne kadar belli sınırlar koysanız da iş ortağınızın kafasında Siemens’in büyük projelere müdahil olabileceği yönünde bir şüphe oluşuyordu. Şimdi ise böyle bir durum söz konusu değil. Unify, birçok uluslararası şirkette olduğu gibi artık tamamen iş ortaklığı sistemi üzerinden müşterilerine gidiyor. Tüm dünyada uygulanabilirliği olan ve aynı kurallar setinin geçerli olduğu bir iş ortağı programını da isimle birlikte yenileyerek tekrar tedavüle soktuk. Böylece Türkiye’deki bir iş ortağı biliyor ki; aynı sertifikasyon kademelerinden geçip, aynı gereksinimleri yerine getirdiği taktirde Almanya, Brezilya veya Uzakdoğu’daki bir iş ortağıyla aynı şartlarda değerlendirip, hem aynı büyüklükte bir ekosistemin bir parçası olacak. Tıpkı Siemens’te olduğu gibi Unify’da da yüzlerce global ölçekte hizmet verdiğimiz müşterimiz var. Böyle olunca yurtdışında bir müşterimizin Türkiye’de bir kurulumu olduğu zaman bunu, bizim de yönlendirmemiz ve desteğimizle Türk iş ortağı yapmak zorunda.
Bu sistemle hem büyük bir ekosistem içinde daha fazla noktada var olabiliyoruz, hem de farklı sektörlerde ve büyüklüklerdeki müşterilerinin beklentilerini daha iyi karşılayabiliyoruz. Sonuç olarak hem portföy hem de yaklaşımlar açısından haberleşme sektöründe başka yeniliklere gebe bir şirket var karşınızda.
Bilgi teknolojileri alanında son yıllarda trend alanlardan biri tümleşik iletişim. Bu alan şirketlerin iletişim altyapılarında nasıl bir yer tutar hale geldi?
Tümleşik iletişim, bizim çoklu-mod ya da multi-model dediğimiz farklı iletişim modlarından oluşuyor. Bunlardan biri ve en çok kullanılanı yazılı mesajlaşma. Bunun beraberinde görüntülü haberleşme, ekran paylaşımı ve ortak doküman üzerinde çalışma unsurları ve ses geliyor. Bunların hepsini yan yana koyduğunuz zaman, ihtiyaca ve ortama göre bunları bir arada ya da ayrı ayrı kullanabildiğiniz bir iletişim ortamı oluşuyor.
Bu iletişim araçlarının birine veya bir kaçına günümüz bilgi çağı çalışanları daha fazla ihtiyaç duyuyor. Örneğin bir işletmede üretim bandında çalışan kişiler ister istemez geleneksel iletişim metodu olan sesli haberleşmeyi tercih ederken, aynı işletmenin ofis bölümleri ya da saha personeli tümleşik iletişimden daha fazla fayda sağlıyor. Bu yüzden de Avrupa veya Amerika’ya baktığımız zaman satılan bütün haberleşme lisansları içinde tümleşik iletişim lisanslarının payı yüzde 20-25’leri geçmez. Bu çok doğal bir sonuçtur aslında. Çünkü bir işletmede herkesin tümleşik iletişimden faydalanması herkesin yerden bağımsız bir iş ya da işletmenin fazla satın alma yaptığı anlamına geliyor. Neticede iş tipleri değiştikçe, sektörler ağırlıklı olarak bilgiye dayalı iş yapan sektörlerin sayısı arttıkça tabii ki tümleşik iletişime olan ihtiyaç ve bunun kuruluşlara sağladığı fayda da aynı oranda artıyor.
Kullanıcı deneyimi bölünmemeli
Tümleşik iletişim pazarına yönelik sunulan ürünlerde kullanıcı deneyimi çok dağınık olduğunu kaydeden Erda Tütüncüoğlu, “Pek çok global oyuncu, daha küçük oyuncuların teknolojilerini bünyesine alıp, kendi ana çözümünün bir bileşeni olarak kullanmaya başladı. Ama böyle olduğu zaman kullanıcı deneyimi bölünüyor. Video için başka bir pencereye, chat için başka bir pencereye, ses için de başka bir pencereye gittiği için kullanıcı tercih etmemeye başlıyor. Oysa bu işlemlerin hepsi Circuit ile tek bir arayüzü terk etmeden gerçekleştirilebiliyor. Üstelik istediğiniz zaman cihazlar arasında geçiş de yapabiliyorsunuz. Tümleşik iletişimin bütün kullanıcı deneyimini tek bir arayüz üzerinden tüm cihazlar üzerinden aynı şekilde sağlayabiliyoruz” diyor.
Türkiye’de satılan lisanslar içinde tümleşik iletişimin oranı nasıl?
Türkiye’de satılan sistemlerin içinde yüzde 20’ye yaklaşan bir oranda tümleşik iletişim kullanıcısı var. Saha personeli fazla olan, dağınık bir yapıda çalışan, esnek iş zamanı uygulamaları olan sektörlerde bu oran yüksek.