Accenture, önde gelen sektörlerin ve bu sektörlerdeki şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarında nerede olduklarını gösteren bir endeks geliştirdi. Dijital transformasyonun çok önemli olduğunu söyleyen Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, firmaların dijital platformları kullanan ürünlerinin olması gerektiğinin altını çizdi.
Bilişim Yayınları
Accenture Dijitalleşme Endeksi ismiyle geliştirilen projeye, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Türkiye Bilişim Vakfı ve Vodafone destek veriyor. Rekabetçi piyasa koşullarında dijitalleşmenin şirketlerin başarılarında önemli bir etken olduğu gözleminden hareketle hazırlanacak olan çalışma, Türkiye’nin önde gelen 100 şirketinin dijitalleşme alanındaki durumunu değerlendirecek.
Özel sektörü ve akademik dünyayı bir araya getirecek çalışma ile bu alanda bir farkındalık yaratılması planlanıyor. Türkiye’nin önde gelen sektörlerinin dijital dönüşümdeki mevcut durumunun tespit edilerek gelişim alanlarının ortaya koyulması amaçlanırken, Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkı sağlanarak ülkenin büyümesine ve kalkınmasına da destek olunması hedefleniyor.
Accenture Dijitalleşme Endeksi projesi, şirketlerin hem müşterilerinden hem de kendi sektörlerinden kaynaklanan ihtiyaçları doğru tespit ederek katma değer yaratabilmelerini sağlayacak 3 ana başarı kriteri üzerinden ilerleyecek: İlk kriter, Dijital Strateji olacak. Bu strateji, dijitalleşmenin kurumsal stratejide rekabet avantajı sağlayacak şekilde yer alması ve şirketin ana hedeflerine entegre edilmesini kapsıyor. İkinci kriter ise dijital hizmetler… Müşteriler ile olan etkileşimde dijital ürün ve hizmetlerin kullanılmasını kapsayan ikinci kriterin yanı sıra üçüncü kriter olarak da dijital operasyonel yetkinlikler gösteriliyor. Üçüncü kriter, organizasyon içerisindeki iletişimin, iç süreçlerin ve operasyonların dijitalleşmesini kapsıyor.
“Dijital dalganın anlaşılmadığını fark ettik”
Accenture Dijitalleşme Endeksi’ni hayata geçirirken iki temel noktadan yola çıktıklarını söyleyen Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, “Dijital transformasyonun çok önemli olduğunu hep konuşuyorduk ancak bunun izdüşümünü kurumlara anlatma konusunda çok büyük sıkıntı var. Çünkü dijital kavramından sadece Facebook, Google, Twitter gibi bireyin günlük yaşamında kullandığı dijital servisler anlaşılıyor. Dijital dalga dediğimiz konu, özellikle kurumlar için bireyin yaşadığı tecrübenin çok ötesinde. Dolayısıyla biz öncelikle dijital dalganın anlaşılmadığını fark ettik. Bunun üzerine yoğunlaştık” dedi. İkinci noktada ise, kurumların müşteriyle olan iletişim kanallarının dijitalize edilmesinin önemli olduğunu düşündüklerini belirten Ulutaş, bu konuda kurumlara müşterilerine hizmet verdikleri kanalların dijital olup olmadığını sorduklarını söyledi.
“Dijital platformları kullanan ürünler olmalı”
Ulutaş bu durumu şöyle örnekledi: “Yurtdışında bir operatörün çağrı merkezi bulunmuyor. Onun yerine bir web sitesi var; problemi olan kullanıcı bunu web sitesine yazıyor, başka bir kullanıcı o problemi çözüme kavuşturuyor. Eğer problemin sahibi olan kişi, çözümü beğenirse operatör çözen kişiye 5 dakika bedava konuşma süresi veriyor. Bu operatör için verilebilecek en ucuz, kullanıcı için de en değerli şey… Günün sonunda görüyoruz ki, o operatörün müşteri memnuniyet oranı diğer daha büyük operatörden yüksek. Yani müşteriyle olan iletişim kanallarının dijitalize edilmesi bu bakımdan önemli.”
Kurumların dijital yetkinlikleri kullanarak üretilmiş bir ürününün olup olmadığının da sorgulanması gerektiğini ifade eden Tolga Ulutaş, firmaların dijital platformları kullanan ürünlerinin olması gerektiğinin altını çizdi.
“Kurumlar nerede olduklarını görebilecekler”
Tolga Ulutaş’a göre bir konuyu anlamanın en iyi yolu endekslemek… Dijitalleşme Endeksi’nin de kurumların dijital ürün ve servislerine, dijital yetkinliklerine ve dijital kurum ve iç yetkinliklerine dikkat çektiğini belirten Ulutaş, “Endeksin sonucu, o şirketin diğer kurumlara ya da kendisiyle benzer iş yapan kurumlara göre nerede durduğunu detaylı olarak veriyor. Burada sorulacak 80-100 arası sorunun tetikleyici etkisi olduğunu düşünüyorum. Doğru sorulara herkesin verdiği eşit cevaplarla kurumlar da genele göre nerede olduğunu görebilir. Dünyada birçok ülke bu endekslemeyi yapmaya başlayınca firmalar kendilerini dünya ile kıyaslayabilir duruma da gelmeye başlayacak. Zira biz bu endeksle sektör lideri seçeceğiz” diye konuştu.