Veri merkezleri, iş uygulamalarını güçlendirmede ve bir organizasyonun verilerini güvenli şekilde depolamadaki önemli rolüne rağmen genelde göz ardı edilen bir IT varlığıdır.
Veri merkezi bağımlılığı gün geçtikçe artıyor. Güvenilir bir hizmet sunmak, bir işletmenin sorunsuz çalışmasını sağlamak için hayati öneme sahiptir. Şirketler, müşterilerine hizmet sunmak ve iç operasyonlarını yönetmek için veri merkezine güvenir. Veri merkezi kesintileri, kısa süre bile olsa, gelir kaybına, markanın zarar görmesine, sinirli müşterilere ve çoğu durumda donanımın bozulmasına neden olabilir. Hiç bir organizasyon böyle bir senaryoyu deneyimlemek istemez, ancak bu durum şaşırtıcı bir şekilde düzenli olarak gerçekleşir.
Örneğin, Amazon’un web sitesi geçen yılın son aylarında yalnızca 20 dakikalık bir kesintiye uğramış ve şirket yaklaşık 3.75 milyon dolarlık gelir kaybı yaşadığını bildirmişti. Uzun sürmüş gibi görünmüyor olabilir ancak müşterilerin başka yerlere bakması yeterlidir.
Delta Airlines, yolcuları için gecikmelere ve aksamalara yol açan bir kesintiye maruz kaldı. Ve sonucunda 120 milyon dolarlık bir zarar yaşadı. Marka itibarının zararının yanında CEO’nun müşterilerinden özür dilemesi de aynı büyüklükteydi. Veri merkezi iş açısından kritiktir ancak buna rağmen bir çok organizasyon güvenilirliğini sağlamak için tesislerine ve IT varlıklarına ilişkin yeterli operasyonel bilgiye sahip değildir.
Yukarıdaki yaşananlar gerçekten kötü durumlar ve herhangi bir büyüklükteki işletme için kesintiler oldukça zarar vericidir. Veri merkezinde gerçek zamanlı görünürlük olmaması, özellikle de kolaylıkla önlenebilir olduğunda, müşterilerin hizmet alımında aksaklıklar yaşaması kabul edilebilir bir mazeret olamaz.
Maliyetleri kesintileri nasıl önleyebilirsiniz?
Şaşırtıcı bir şekilde, pek çok veri merkezi hala manuel işlemlerle yönetiliyor. Bu işlemler de hata yapmaya yatkınlar ve operasyonel verilerin modası da hızlı bir şekilde geçer. Çoğu kesinti yeterli izleme ve önleyici tedbirlerle kolayca önlenebilir.
Veri merkezi ortamını gerçek zamanlı olarak izlemek, veri merkezi yöneticilerinin potansiyel sorunlarını çoğaltmadan önce daha iyi tespit etmelerini sağlar. Bu, soğutma ekipmanındaki sızıntılar, aşırı soğutmalı sunucular ve kapasite yetersizliğini içerir. Örneğin, yoğun online alışveriş günlerinde, web sitelerine gelen trafikte büyük artış yaşanır. Verilerdeki bu artış, IT ekipmanının fazla mesai yapmasına ve fazla ısı üretmesine neden olur. Sunucular etkin şekilde soğutulmazsa, aşırı ısınma sunuculara zarar verebilir ya da daha da kötüsü sunucuları kullanılamaz hale getirebilir.
Çevresel izleme, bu durumlarda önemli bir rol oynar. Veri merkezi yöneticilerinin, tesisin enerji verimliliğini artırarak optimum düzeyde çalıştırmasına ve organizasyonun IT varlıklarındaki yatırım getirisini artırmasını sağlar. Trafiğin artması, veri merkezindeki ek işin üstesinden gelecek yeterli bir kapasite yoksa sorunlara neden olabilir. Veri merkezi sürekli değişen bir ortamdır ve ihtiyaç duyulan yerlere taşınacak varlıklar, ekipmanın geçişte kaybolmasına sebeb olabilir. IT varlıklarını gerçek zamanlı olarak izlemek, kapasitenin değişmesi gerektiğinde ekipmanların kolayca taşınmasına imkan sunar ve varlıkları eksiksiz bir denetim geçmişi sürmesini sağlar.
Veri, felaket anlamına gelmiyor
Veri merkezinden akan daha fazla veri bir sorun olmak zorunda değildir. Veri merkezi teknolojisi daha gelişmiş hale geliyor ve dahili olarak yönetilen ve bulut tesisleri içeren hibrit ortamlarla birlikte organizasyonlar verilerin dalgalanmalarını yönetmek için her zamankinden daha donanımlı durumdalar.
Veri merkezi ortamını gerçek zamanlı şekilde sürekli olarak izlemek, kuruluşların daha hızlı hareket etmesine ve çoğu durumda sorunları evvelce önlemesine yardımcı olur. Diğer her iş sürecinde olduğu gibi, hazırlık aşaması hayati önem taşır. Olası sorunları planlamak için felaketleri önleme ve yönetme araçlarına sahip olmak, sorunların ortaya çıktığında yaşanacak hasarın azaltılmasına yardımcı olur ve sonucunda ekipmanları, gelir ve marka itibarını koruyacaktır.