Otomasyon, sanallaştırma, bulut bilişim gibi teknolojiler şirketlerin maliyetlerini düşürmeyi, esnekliği artırmayı ve güvenilirliği geliştirmeyi sağlayarak şirketleri birer veri merkezine dönüştürüyor.
Ancak bu değişim geleneksel stratejileri yeniden düşünmeye, IT’ye ve onların dış kaynak sağlayıcılarına ihtiyaç duyuyor. “Sanallaştırmanın benimsenmesi son yıllarda birçok IT organizasyonları için yerinde veri merkezlerinden bulutla birlikte aynı yerde ve aynı zamanda gerçekleşen ortamlara taşımak için bir zemin hazırladı.” diyor IT dış danışmanlık firması Pace Harmon yöneticisi Craig Wright. Yüksek yoğunluklu platformların kabullenilmesinin artmasıyla çok daha küçük fiziksel konumları gerektirmesinin yanı sıra taşınabilirliği de teşvik etmeye başladı.
Standartlaştırılmış durumlar için olsun kamu bulutları için olsun ya da çözümler için özel bulutlar olsun farklılaşan ya da artırılmış güvenlik ya da yasal şartlar her ne olursa olsun bulut uygulaması büyümeye devam ediyor. “Bu ilerleme daha çok organize etmeye ve kümeleşen altyapı hizmetlerine odaklanıyor” diyor Wright.
Ve otomasyon, yazılım tanımlı veri merkezi vaadiyle bazı şeyleri sarsmaya başlıyor. “Bu senaryoda, veri merkezindeki her şey sanallaştırılmış– uygulamalar, veri tabanlar, ağlar – ve otomasyon katmanı birleşik bir platform oluşturmak için tüm sanallaştırma katmanları arasında genşliyor” diyor Wright. Bu yeni geliştirilen yaklaşım; verimli bir şekilde tüm parçaları yerleştirmek için yüksek düzeyde bir sanallaştırma olgunluğu ve orkestrasyon kapsamlılığı gerektiriyor.
Bu kombine teknoloji gelişmelerin faydaları oldukça açık. Ve sonucu olarak, çoğu şirket veri merkezi operasyonlarını geliştirmek için bunlardan yararlanıyor. “Hatta bu konuda şüpheli davrananlar bile planlar yapmaya başladı. “ diyor Wright. Fakat böyle değişimler IT organizasyonlarını – ve onların dış kaynak sağlayıcılarını- veri merkezi stratejilerini yeniden düşünmesini gerektirdiğini hatırlatıyor Wright. Bu altı adımı takip ederek veri merkezi değişimlerinin önüne geçmenizi sağlayabilir.
1. Becerilere, eğitime ve denetimlere yatırım.
Otomasyon ve standardizasyon toplam çalışan sayısını azaltamaya neden olmakla birlikte yüksek vasıflı kaynaklara olan talebi de artıracaktır. “Bu kalite ile ilgili bir şey miktar ile değil” diyor Wright. Geleneksel veri merkezi uzmanları standart operasyon uygulamaları, önceki olay tetikleyicileri ve uyarılara dayalı bir ortamı yönetti. Onlar donanım kurulumu, kablo çalışması ve fiziksel platformlarla ilgilenmek gibi işlemleri ele aldı.
Aşırı derecede sanallaştırılmış ortamda, veri merkezi uzmanları –birden fazla platformda işletim sistemlerindeki dinamik dağılımı gibi yönetmek, optimize etmek ve sorun gidermek amacıyla mantıksal yapıları anlaması gerekiyor. “Kalifiye kaynaklarını harekete geçirme, kesintisiz eğitime yatırım yapma , iç ve dış sağlayıcıları için hizmet yaşam döngüsü kontrollerini sıraya koyma olağan sayılmaya başlanmalı” diyor Wright.
2. Altyapı dış kaynak kullanımını tekrar düşünmek. Yeni veri merkezi teknolojileri daha fazla dış kaynak kullanımını teşvik ediyor ama geçmişten daha düşük bir ses seviyesinde. “Bir çok durumda, altyapının ya da platformlarda kendilerine daha fazla dış kaynak kullanımı var, ancak kontrolü ve mimari tarafı daha sık dağıtılmıyor olmasıdır” diyor Wright.
Aynı anda, veri merkezi trendleri artmış olan offshoring’in de önünü açıyor. “Emek arbitraj değeri ve yararları veri merkezi fırsatları sağlıyor“ diyor Wright. “Standardizasyon ve teknolojideki gelişmelerin birleşimi ağır fiziksel ortam ihtiyacını azaltıyor. Şirketler uzaktan altyapı ve yönetim hizmetlerini yürütmek için bulut ve sanallaştırma olanaklarından faydalanarak, düşük maliyetli dağıtım merkezlerinde birden fazla sağlayıcıyı geliştirebiliyor”
3. Yüksek yoğunluklu platformlar tasarlayın. “Eski dünya veri merkezleri ortalama bir yoğunluğa ya da beş kilowattlık kabinlere sahipti. Yüksek yoğunluklu raflar bunun iki mislinden daha fazla. Bunu veri merkezi planlarının içine dahil edin çünkü var olan veri merkezinin donanımının iyileştirilmesi, gücün yönetilmesi ve gerekli soğutma çok maliyetli olabilir” diyor Wright.
4. Doğru dengeyi bulmak. “Organizasyonel gücünüz için hibrid çözümlerden faydalanın” diyor Wright. “Bir miktar yerinde kullanma alanını ya da bulut hizmetleri ile ortak yerleşim kolaylığını karıştırmak sıklıkla eski ve yeni dünyaların en iyisini sağlar.”
5. Eski uygulamaları hesaba katmak. Eski uygulamalarla nasıl başa çıkılacağı önemli bir anlaşmazlık noktasıdır. – 1980’ler dönemi teknolojisi sanallaştırılamaz ya da yeni bir veri merkezi ortamına taşınma için uygun değildir. Tedavülden kaldıracak mısınız ve yenisiyle mi değiştireceksiniz? Yoksa birbirine koordineli çalışmasını sağlayacak mısınız?
“Bunların çoğunun hala stabil platformlar olduğu bir gerçek ve geliştirmek için hiçbir zorlayıcı iş nedeni de bulunmuyor” diyor Wright. “Bu çok yaygın bir sorundur. Bir kısım sanallaştırılmış ya da otomatikleştirilmiş veri merkezi için eski platformunuzu nasıl koruyacaksınız? Ya da eski platformlar sizi eski dünya veri merkezine sabitlerse ne yaparsınız?” diye soruyor Wright.
6. Bir kullanıcı gibi düşünün.
Bu, son kullanıcının gözünden tamamlanmış olarak görüleceği için tüm bu gelişmeleri bir bütün çözüm içinde birleştirmek ve entegre etmek; en büyük sorun. Veri merkezinin konumuyla ilgili ya da çözümlere bağlı birden fazla kullanıcı deneyimi için son kullanıcıyı maruz bırakmak, IT hizmetlerinin iş memnuniyetsizliğinden kaynaklı bir nedeni olabilir. “Hizmet nereden geldiğine ya da nasıl sağlandığına bakılmaksızın tutarlı bir kullanıcı deneyimi oluşturun” diyor Wright.