VMware hibrid bulut alanında liderliğe soyunmuş durumda. Şimdiye kadar şirketlerden aldığınız dönüş nasıl?
VMware olarak hibrid bulut vizyonumuzu yaklaşık 3 yıl önce ortaya koyduk. Müşterilerin herhangi bir mimari altyapı veya işletme prosedürü değişimine gerek olmaksızın genel bulut ile özel bulut arasında istedikleri gibi gidip gelmelerini öngörüyoruz. Hibrid buluta ilgi büyük. Örnek projeler görmeye başladık. Bunlardan biri “servis olarak felaket kurtarma”. Şirketler sanal makinelerini VMware’in genel bulutu ile destekliyor. Böylece veri yedekleme için özel veri merkezi kurmalarına gerek kalmıyor. İhtiyaç duydukları kapasite için ödeme yapabiliyorlar.
Hibrid bulut, test ve ürün gelişme alanında da kullanılıyor. Şirketler, uygulamalarını genel bulut üzerinde geliştirip test etmek istiyorlar. Daha sonra kendi özel merkezlerine kolay bir şekilde taşıyabiliyor. Çünkü ayni mimari yapı üzerinde geliştirmiş oluyor. VMware bu alanda benzersiz bir konuma sahip. Müşteriler de bunun yavaşça farkına varmaya başladı.
Şirketlerin bulut güvenliğiyle ilgili şüpheleri sürüyor. Sizin bu konuda düşünceleriniz neler?
Genel bulut söz konusu olduğunda sorulan soruların başında güvenlik geliyor. Şirketler, buluta uygulamalarını, kendileri için önemli verilerini koyuyorlar. Ancak ben sektörde yer alan tüm şirketlerin bulut platformlarını güvenli kılabilmek için oldukça çok çalıştığını düşünüyorum. Diğer yandan Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke, kendisi için önemli olduğunu düşündüğü bilgilerin ülke içinde tutulmasını zorunlu tutuyor. Finans gibi yönetmeliklerle bağlı kılınan sektörler için VMware, yerel şirketlerle iş ortaklığına gidiyor. Turkcell, Doruknet, Türk Telekom gibi şirketler iş ortaklarımız arasında. Bu şirketlerin Türkiye’deki veri merkezleri üzerinden genel bulut hizmeti sunabiliyoruz. Ayrıca VMware iş ortaklarımız üzerinden sunduğumuz bulut hizmetinde bazı sektörler için gerekli görülen sertifikaları alıyoruz. Kısacası genel bulut hizmeti sunarken, şirketlerin güvenlik konusundaki endişelerini dikkate alıyor, buna göre de gerekenleri yapıyoruz.
Son yıllarda VMware, yapmış olduğu satın almalarla da adından söz ettirdi. Satın almalar VMware’e ne kattı?
Yaklaşık bir yıl önce VMware, AirWatch’ı alarak tarihindeki en büyük satın almayı gerçekleştirdi. Mobil cihaz yönetimi ve güvenliğinde sektör lideri markalardan biri AirWatch. Bu bizim için oldukça stratejik bir satın alma. VMware masaüstü sanallaştırmada oldukça iyi bir noktada. Ancak son kullanıcı tarafında masaüstü kavramı giderek mobil cihazlara ve tabletlere dönüşüyor. AirWatch sayesinde ofis uygulamalarına veya sistemine uzaktan erişmek isteyen çalışanlar veya müşteriler konusunda şirketler artık kendilerini daha rahat hissedebilecekler. Çünkü bunu artık oldukça güvenli bir yoldan gerçekleştirebilirler. Airwatch bize son kullanıcı tarafında anlık olarak yönetim, gözetim ve koruma sağlıyor.
Son olarak VMware için 2014 nasıldı ve 2015’in nasıl geçmesini bekliyorsunuz?
2014 VMware için oldukça iyi bir yıldı. 6 milyar dolar gelir elde ettik ve işimizi bir önceki yıla göre yüzde 16 büyüttük. VMware, pazara yenilikçi ürünler sunmaya ve pazarı farklı yönlerden geliştirmeye devam ediyor.
2015’in de VMware için başarılı bir yıl olacağını düşünüyoruz. Gerek hibrid bulut gerekse ağ sanallaştırmasında olsun pazara sunduğumuz birçok teknoloji var. Ayrıca depolama alanında da yenilikçi bir ürün sunduk. Bunların yanında pazara güncellenen kor ürünlerimizi de sunmaya devam edeceğiz. 2015’te VMware’i açık kaynak teknolojisini olumlu yönde, agresif bir şekilde destekleyen bir marka olarak görebilirsiniz. Yakın zaman önce VMware entegreli OpenStack ürünümüzü tanıttık. VMware olarak OpenStack teknolojisini kendimize ait bir yapı içinde dağıtıyor.
2015’in iş ortaklarımız açısından da başarılı geçmesini bekliyoruz. İş ortaklarımızın hibrid buluta giden yolda bizimle birlikte olmalarını bekliyoruz.
Bu röportaj IT PRO’nun 183. sayısında yayınlanmıştır.
125