Yapay zekâ: Kıyamet mi, gelecek mi?

Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy, yapay zeka alanında yaşanan gelişmeleri ve bu alana yapılan yatırımlarla ilgili bir makale kaleme aldı.  İşte o yazı:

Metric Genel Müdürü Gökhan Arıksoy

Yapay zekâ konusu sonuçlarının öngörülememesi ve gerekli düzenlemelerin teknoloji hızına yetişememesi nedeniyle bilim dünyasını ikiye bölen tartışmalarla sıkça gündeme geliyor. Fakat yine de hayatı birçok farklı alanda kolaylaştıran yapay zekâ yazılımları büyük şirketlerin son yıllarda ilgisini çok çekiyor. Büyük şirketlerin yapay zekâ yatırımlarının geçen yıla oranla iki kat daha fazla olduğu gözüküyor. Yapay zekâ yatırımları büyük teknoloji şirketleri arasında patent savaşlarına ve fikri mülkiyet yarışına dönüşüyor.

McKinsey Global Institute Study’nin hazırladığı “Yapay Zekâ Şirketlere Nasıl Gerçek Değer Katabilir?” başlıklı makaleye göre yapay zekâya yapılan yıllık toplam dış yatırım 2016’da 8 ila 12 milyar dolara ulaşırken bu yatırımların yüzde 60’ını yapay zekâ ile öğrenme oluşturuyor. Baidu ve Google’ın da aralarında bulunduğu büyük teknoloji firmaları 2016’da yapay zekâ yazılımlara 20 ila 30 milyar dolar arasında bir harcama yaptı. Bu harcamaların yüzde 90’ını AR-GE çalışmaları ve uygulamalar oluştururken geri kalan yüzde 10’luk kısmını yapay zekâ satın alımları oluşturuyor.

Yüksek teknoloji, telekomünikasyon ve finans sektörleri ilk sırada

Yapay zekâ yazılımlarının kendine yer bulabildiği ilk alanları yüksek teknoloji, finansal hizmetler ve telekomünikasyon sektörleri oluşturuyor. Araştırma raporlarına göre bu sektörler yapay zekâ kullanımında önümüzdeki üç sene boyunca ilk sıraları paylaşacaklar. Bu alanlar, bir yandan yeni teknolojilere yatırım yapıp rekabeti artırıyor bir yandan da kendi üretim süreçlerindeki verimliliği artırmayı amaçlıyor.

Bunun dışında sağlık, finans ve profesyonel hizmetler yapay zekâ uyumluluğunun ardından en büyük kar oranlarının yakalanacağı alanlar olacak. Yapay zekâ girişimleri için üst düzey yönetim desteğinden yararlanan şirketler ölçeklerini desteklemek için altyapıya yatırım yapıyor ve %3 ila %15 daha fazla kâr marjı elde eden net iş hedeflerine sahipler. Anketin bir parçası olarak görüşülen 3.000‘in üzerinde ticaret liderinin çoğunluğu, önümüzdeki yılda marjların %5‘e kadar yükselmesini bekliyor.

Yazılımlar sayesinde giderler düşüyor

Elde edilen kâr oranının üretimde kazanılan zamanla ilişkili olduğu da tahmin edilebilir. Amazon 775 milyon dolara satın aldığı robotik şirketi Kiva ile etkileyici sonuçlar elde edip paket oluşturma ve taşıma işlemlerinde otomasyon sürecini hızlandırmıştı. Bir insanın 60 ila 75 dakika arasında bir vaktini alan teslimat hazırlama süreci, Kiva robotları ile 15 dakikalık çarpıcı bir süreye indirildi.
Finansal hizmetler sektöründe kullanılan yapay zekâ yazılımları da dolandırıcılık tespit sistemlerinde doğruluk oranlarının gelişmesini sağlıyor ve işlemi hızlandırıyor. 2020 yılında 3 milyar dolarlık bir pazara ulaşılacağı düşünülüyor.
Netflix, tavsiyelerini dünya çapındaki 100 milyon abonesine kişiselleştirmek için kullandığı algoritmadan da etkileyici sonuçlar elde etti. Netflix, müşterilerin bir filmi arattıktan sonra ortalama 90 saniyede vazgeçtiğini tespit etti. Böylece, arama sonuçlarını iyileştirerek, gelirlerini yılda 1 milyar dolar düşüren abonelik iptallerine engel olacaklarını öngörüyorlar.

 

Yapay zekâ temelli start-up girişimler daha avantajlı

En çok yatırım yapılan alanların robotik ve konuşma tanıma temelli alanlar olduğunu görünüyor. Yatırımcılar ise en çok yapay zekâ ile öğrenme üzerine çalışan start-up girişimlere paralarını yatırıyorlar. Yazılım tabanlı yapay zekâ ile öğrenme üzerine yoğunlaşan start-up girişimler daha masraflı olan makine tabanlı robotik eş değerlerine göre daha fazla tercih ediliyor.

Yatırımlar ivmesini her geçen gün artırıyorken bir yandan da Elon Musk ve Stephen Hawking gibi önemli isimlerden uyarı mesajları tartışmalara neden oluyor. Elon Musk, geçtiğimiz ay katıldığı “National Governor’s Association” toplantısında bu konudaki endişelerini “yapay zekâ medeniyet tarihimizin karşılaştığı en büyük risk olabilir” cümlesiyle sert bir şekilde ifade etti. Stephen Hawking de bilgisayar zekâsının insan zekâsını aştığında gerçekleşmesi olası olan robotik kıyamet hakkında hemfikir.
Kişisel görüşüm, yapay zekanın insanlığı daha önce hiç olmadığı bir şekilde dönüştüreceği yönünde. Bu dönüşümün sonucunda riskler olduğu konusunda Elon Musk ve Stephen Hawking ile ben de aynı fikirdeyim.

Fakat karşıt düşüncede olan geniş bir bilim insanları grubu da var. Geçen hafta Mark Zuckerberg ile Elon Musk arasında sözlü bir polemik yaşandı. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve karşı tezi savunan kişiler çok ileri senaryolara odaklanmanın öncelikli olarak tartışılması gereken konuları arka plana attığını düşünüyor. Ayrıca teknolojik gelişmeler ivmelense de güncel çalışmaların bir robotik kıyamet senaryolarına doğru ilerlemediğini iddia ediyorlar. Bir alarm durumuna geçilmesini de gerekli görmüyorlar. Tüm bu tartışmaların ötesinde, araştırma raporlarının da gösterdiği gibi teknoloji dünyası yapay zekâ yazılımlara gün geçtikçe daha fazla bağlanacak. Yeni bir dünyanın kapıları açılırken tüm büyük şirketler daha da büyüme hedefi ile patent yarışlarında rekabet ediyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu