Yazılım Test ve Kalite Derneği’nin her yıl hazırladığı Türkiye Yazılım Kalite Raporu’nun 2017-2018 edisyonuna göre, şirketlerin yüzde 63’ü yazılım geliştirme yaşam döngüsü (SDLC) metodolojisinde öncelikli olarak çevik-scrum yaklaşımı benimsiyor.
Yazılım Test ve Kalite Derneği tarafından hazırlanan Türkiye Yazılım Kalite Raporu’nun 2017-2018 edisyonu açıklandı. “Çevik test” (Agile testing) konusuna odaklanan ve Türkiye’deki 200’ü aşkın şirkette görev yapan 300’den fazla BT profesyonelinin katılımı ile şekillenen rapor, çevik ortamlardaki test faaliyetlerine ilişkin önemli bilgiler içeriyor.
Raporun uluslararası yazılım testi konferansı TestIstanbul’daki lansmanında konuşan Yazılım Test ve Kalite Derneği Başkanı Koray Yitmen, şirketlerin yüzde 63’ünün yazılım geliştirme yaşam döngüsü (SDLC) metodolojisinde öncelikli olarak çevik-scrum yaklaşımı benimsediklerine dikkat çekti. “Şelale (waterfall) yüzde 44 ile ikinci sırada, çevik-kanban ise yüzde 22 ile üçüncü sırada bulunuyor” diye konuşan Yitmen, “Bu oranlarla en popüler yazılım geliştirme metodolojisi olduğu görülen scrum, özellikle finans, e-ticaret, telko ve hi-tech alanlarındaki şirketlerde tercih edilirken, şelale gibi geleneksel modeller finans, sigorta ve savunma gibi sektörlerdeki organizasyonların yarısından fazlası tarafından kullanılıyor” dedi.
“Çevik projelerde yazılım testi faaliyetlerinizden kim sorumlu?” sorusu yüzde 76 ile “yazılım test uzmanları/test mühendisleri/analistler” şeklinde karşılık bulurken, teknik test mühendisleri, iş/sistem analistleri ve yazılım geliştiriciler” diğer yanıtlar olarak öne çıkıyor. Şirketlerin yüzde 53’ü çevik projelerdeki test organizasyonlarını test için ayrılmış ekiplerin sorumluluğuna verirken, yüzde 20’si dağıtık bir yapıdaki test uzmanlarından yararlanıyor.
En büyük güçlük dokümantasyon
Çevik projelerde karşılaşılan güçlüklerin de sıralandığı rapora göre, ilk sırada yüzde 45’lik oranı ile dokümantasyon yer alıyor. Test otomasyonu (%43), test eforu tahmini (%30) ve test raporlama (%24) diğer faktörler olarak dikkat çekiyor. Şirketler, çevik test projelerinden elde edilen en değerli faydaların ilk üçünü ise toplam kalite yönetimi (%51), işbirliği (%42) ve testin etkinliği (%42) olarak sıralıyor.
Şirketlerin, çevik test uzmanlarının sahip olmalarını bekledikleri yetkinlik ve becerilerde ilk sırayı takım oyuncusu olabilme ve müzakere edebilme gibi soft skill’ler alırken, sıralama iş analizi becerileri, SDLC bilgisi, veritabanı becerileri, kesintisiz entegrasyon becerileri, kodlama becerisi ve bulut servislerine ilişkin beceriler şeklinde devam ediyor.
Rapordan elde edilen başlıca bulgular şu şekilde:
• Dijital dönüşüm BT stratejisini yönlendirmeye devam ettiği gibi, yazılım testi fonksiyonunu da şekillendiriyor.
• Çevik ve DevOps büyümesini sürdürürken, yazılım testi de buna uyumlu bir hamle yapıyor.
• Nesnelerin interneti (IoT), büyük veri, bulut ve mobilitenin ortaya çıkışı, hataların etkisini artırma potansiyeli ile yıkıcı güç etkisine sahip.
• Test ortamları ve test verisi yönetimi maliyetlerinin yönetilmesine ve düşürülmesine yönelik güçlükler günden güne daha ciddi bir hal alıyor.
• Kapsama maliyetlerinde bu yıl kaydedilen başarıya karşın, giriş seviyesi yazılım testinde verimliliği bulmaya yönelik süregelen ihtiyaç aynı şekilde devam edecek.
Türkiye Yazılım Kalite Raporu’nun tamamına www.turkishtestingboard.org adresinden ulaşılabiliyor.