İşNet Genel Müdürü Mehmet Can: “Bir kurumun hem kendi asıl işine odaklanıp hem de teknolojik çeşitliliği yönetecek kadrolar kurması ve bunu yaşatması çok zor hale geldi. 2024’te İşNet gibi halihazırda bu hizmetleri sunan, yöneten ve bu zenginliği sürekli artıran kurumlara çok yoğun bir talep olacak.”
CIO Talks serisinin konuğu olan İşNet Genel Müdürü Mehmet Can ile İşNet’in dönüşümünü, vizyonunu, hizmetlerini ve 2024 ajandasını konuştuk.
İşNet’in faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
1999 yılında bir telekom şirketi olarak kurulan İşNet, süreç içerisinde çok büyük birkaç dönüşüm yolculuğu geçirdi. Önce bireysel alanda telekom ve internet hizmeti verirken daha sonra kurumsal müşterilere hizmet veren bir şirket haline geldi ve uydu, ses, internet gibi bütün iletişim hizmetleriyle ürünlerini çeşitlendirdi. Daha sonra bulut bilişim ve veri merkezi hizmetlerine yöneldik. 3 veri merkezimizde müşterilerimizin değerli bilgilerini ve sunucularını barındırıyor, yönetilen hizmet olarak tabir edilen teknoloji altyapı hizmetlerini müşterilerimize sağlıyoruz. Böylelikle iletişimden başlayarak veri merkezinden siber güvenliğe kadar uçtan uca bilişim teknolojileri altyapı hizmeti sağlayan ülkemizdeki sayılı şirketlerden biriyiz.
Tüm bu servislerin tamamını tek bir hizmet merkezi olarak kurumlara sağlıyoruz. Elbette kurumların farklı uygulamaları, farklı ihtiyaçları olabilir. Uygulama alanında ise bizim destek verdiğimiz çözümlerle ya da kendi tercih ettikleri uygulamaların doğru, kaliteli ve iyi barındırıldığı altyapıyla hizmet sunuyoruz.
İşNet olarak sunulan bulut hizmetlerinde paylaşımlı yapı ve Topluluk Bulutu kavramı nasıl işliyor?
Hem dünyada hem de ülkemizde artık bulutun büyüyen bir BT hizmetleri kullanım şekli olduğu kabul görmüş durumda. Bildiğiniz gibi bu teknoloji farklı fazlardan geçerek ciddi dönüşümlere uğradı. Örneğin, sunucu ve diğer altyapı cihazlarının sistem odalarında başlayan barınma yolculuğu daha sonra veri merkezlerine uğradı. Veri merkezleri de bir dönüşüm yaşadı. Eskiden herhangi bir yerde olabilen veri merkezleri, artık çok daha farklı kriterlerin dikkate alınmasıyla hayata geçiriliyor. Veri merkezinin bulunduğu bölgelerin seçimi, yerleşke yönetimi, enerji ve iletişim altyapısının yedekliliği ve sürekliliği, ayrıca tüm bunları yönetecek mekanizmaların çok iyi kurgulanması ve uygulanması her geçen gün önemini daha da artırdı. Biz de veri merkezlerindeki kaliteyi garanti altına alan Tier 4 sertifikalı veri merkezimizden hizmetlerimizi sunuyoruz.
Bulut bilişim konusuna geri dönersek, genel anlamıyla herhangi bir bulut hizmetinden bahsettiğimizde, söz konusu verinin dünyanın neresinde olduğunu coğrafi olarak bilsek de hangi veri merkezinde olduğunu bilme imkanımız olmaz. “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın” yaklaşımının değerinden hareketle, veriyi bir yapı taşı olarak görüyor ve bunu muhafaza etmenin önemine çok inanıyoruz. İşNet olarak bu iki konsepti birleştiren bir yaklaşım sağlıyoruz. Türkiye’deki 3 veri merkezimizde, müşterilerimize gerekirse paylaşımlı, yani kaynakları ortak olarak kullandıkları ama kimsenin bir başkasının verisine erişemediği, güvenlik katmanının çok iyi organize olduğu yapılardan bulut hizmetleri veriyoruz. Bazı sektörler bu genel paylaşımlı yapıyı tercih etmiyor ve burada Topluluk Bulutu kavramı ortaya çıkıyor. Topluluk Bulutu’nda sektörel bir paylaşımlı bulut mekanizması kuruyoruz. bluuty Finans ile finansal müşterilerimizi böylesi bir sektörel bulut platformuna dahil ediyoruz. bluuty Kurumsal markamızla ise genel bulut hizmeti sunuyoruz.
Bir de özel bulut kavramı var. İşNet olarak burada da yönetilen hizmetler veriyoruz. Kurumlara özgü sunucuları ve kaynakları şirketler adına yönetiyoruz.
KOBİ’ler bulut teknolojisini kullanmak için bir IT departmanına sizce ne kadar ihtiyaç duyuyor?
Kurumların teknoloji takımı ya da bulut hizmetlerini yönetecek CIO benzeri yöneticileri olmayabilir fakat teknoloji ihtiyaçları bitmiyor: Güvenlik riskleri oluşuyor, yazılımlar güncelliğini yitiriyor ya da altyapılar eskiyor ve bunları birisine emanet etmeleri gerekiyor. İşNet olarak uyguladığımız bir yaklaşımımız var. Bulut müşterilerimize, onlarla sürekli temas içerisinde olan, ihtiyaçlarını sürekli takip eden ve onlara önerilerde bulunan bir teknik yönetici tahsis ediyoruz. Dolayısıyla bu yönetici arkadaşlarımız, müşterilerimiz için bir CIO gibi davranıyor. Özellikle KOBİ’ler için bu büyük bir rahatlık sağlıyor. Çünkü sunucu, iletişim altyapısı, siber güvenlik gibi temel alanlarda neyin ne ölçekte olması ve ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyoruz. Fiyatlama anlamında da kendi ölçeklerine uygun olan “kullandığın kadar öde” gibi hizmetleri tavsiye ediyoruz.
2023 yılı İşNet için nasıl geçti? Gelecek yıl yol haritanızda hangi gündemler yer alacak?
2023 bizim için çok hareketli geçti ve bu hareketi seviyoruz. Çünkü yeni, yenilikçi ürünler geliştirmek ve müşterilerimizin, sektörlerin ihtiyaçlarını dinleyerek yeni yaklaşımlar sergilemek konusunda çok hevesli bir şirketiz. Yıl içerisinde de ekonomik konjonktür, mevzuat değişiklikleri, sektörlerdeki gelişmeler gibi durumlar nedeniyle ihtiyaçlar çok hızlı değişti. 2023 yılı ağırlıklı olarak finans sektöründeki değişiklikler, mevzuat gereklilikleri ve kurumların beklentileriyle alakalı olarak bizi bu alana daha çok yönlendirdi. bluuty Finans ürünümüz bu nedenle çok ön plana çıktı. Yıl içerisinde farklı kurumlarla da bu alanda yakından çalışma imkanına sahip olduk.
2024 yılında da büyük bir ihtimalle bu eğilim devam edecek ama dijital dönüşüm yolculuğunun buluta daha da kaydığı bir ihtiyaçlar zinciri oluşacak. Bulutun kullanım kolaylığı, sağladığı güvenlik ve yedekleme mekanizmaları çok daha bariz hale geldi. Teknolojinin çeşitlenmesiyle de özellikle insan kaynağının ne kadar değerli olduğu tekrar keşfedildi. Teknolojiyi yönetecek yeteneklerin pek çok alanda uzmanlaşması ihtiyacı ortaya çıktı. Bir kurumun hem kendi asıl işine odaklanıp hem de bu çeşitliliği yönetmek için kendi kadrolarını kurması ve yaşatması çok zor hale geldi. Bunun sıkıntılarını 2023 yılında pek çok kurumdan duyduk. Dolayısıyla, İşNet gibi halihazırda bu hizmetleri sunan, bu çeşitliliği bilen, yöneten ve bu zenginliği sürekli artıran kurumların yaptıklarının önemi daha anlaşılır hale geldi. Önümüzdeki yıl bunu fark eden kurumların çok yoğun bir şekilde bizim gibi şirketlerden hizmet alacağını düşünüyorum.
Elbette inovatif yaklaşımların, özellikle içerisinde yapay zekaya dayalı bazı konuların da daha fazla ön plana çıkacağını düşünüyorum. Yapay zekanın daha çok kullanılacağını, farklı kullanım senaryolarının hizmet haline getirileceğini öngörüyorum. Bu anlamda, çeşitli konularda ürünleştirme çalışmaları 2024’te de gündemimiz olacak.