Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Yago Lopez: “Ülkemizdeki fiber uzunluğunu yaklaşık 2 milyon km’ye çıkarmalıyız. Bu durumda ortaya çıkacak etkiler, 2030’a kadar her yıl Türkiye GSYİH’sine %2,2’lik, başka bir deyişle 19 milyar dolarlık katkı sağlayabilecek.”
Sizce 5G’nin Türkiye’deki sektörlere etkisi nasıl olacak? Hangi sektörler öncelikli olarak etkilenecek ve şirketlerin nasıl bir dönüşüm geçirmesi gerekecek?
5G dediğimizde, birçok sektörde yenilikçi yaklaşımlarla iş yapış şekillerini değiştirecek ve hem ekonomik hem de sosyal alanlarda katma değer yaratacak bir dijital dönüşümden bahsediyoruz. 5G tüm dünyada inovasyonu tetikleyici bir teknoloji konumunda.
5G şebekeler sayesinde evlerin, otomobillerin, çalışma ortamlarının ısısını, ışığını, cihazların ses seviyesini, alarm sistemini, randevuları, haberleşmeleri ve daha birçok düzenlemeyi kendiliğinden yapabilecek sistemler aynı altyapıda karşımıza çıkacak. 5G, birbirine bağlanmış durumdaki cihazları akıllı bir iletişim ağı haline getirecek. Trafik kameraları, sürücüsüz otomobiller, akıllı yollar ve ağaçlara bağlı sensörler, şebeke üzerinden sürekli olarak veri alışverişinde bulunacak. 5G teknolojisinin sunduğu düşük gecikme süreleri, güvenilirlik ve yüksek hızlar sayesinde, yüksek kalitede canlı yayın yapabilme, sanal gerçeklik üzerinden ziyaretler, gaming gibi alanlar öne çıkacak.
5G teknolojisinin düşük gecikme süresi sayesinde uzaktan üretim ve servis sektörlerinde hizmetin sürekliliğini sağlamak ve böylelikle üretkenlik artışını sağlamak mümkün hale gelecek. Örneğin, bir doktor başka bir şehirdeki hastaya uzaktan tıbbi müdahalede bulunabilecek. Akıllı fabrikalarda endüstriyel ekipman uzaktan kontrol edilerek iş güvenliği daha da artırılacak. Yol koşulları, tehlikelerin önceden belirlenmesi ve araçların birbirleriyle iletişime geçmesi noktasında 5G’den faydalanılacak.
5G’nin yeni bir mobil iletişim teknolojisinden öte yeni bir sanayi devrimi etkisi yaratacağı öngörülüyor. Bu özelliği ile birçok sektörde akıllı sistemlerin kurulmasını sağlaması, otomasyon ve robotik kullanımı ile üretkenliği artırması bekleniyor. Bugün dünyadaki örneklere baktığımızda, 5G teknolojileri fabrikalarda, mağazalarda, ulaşım altyapısında, liman ve bağlantılı mekanlarda uygulanıyor; verimlilik artışı, maliyet tasarrufu gibi operasyonel faydalarla beraber kullanıcı deneyimini iyileştiriyor.
Deloitte iş birliğiyle hazırladığımız rapora göre, 5G’den en çok faydalanacak sektörler üretim, toptan ticaret ve perakende, ulaşım ve depolama, bilgi ve iletişim olacak. Bu sektörlerde gerçekleşecek gelir artışlarının toplam etkinin %70’inden fazlasına denk geleceği öngörülüyor. 5G adaptasyonunun imalat ve ticaret başta olmak üzere pek çok sektörde iş yapış biçimlerini iyileştirerek verimlilik kazanımları ve yeni istihdam alanları ortaya çıkaracağı bir gerçek. Sektörlerin 5G ile büyümesi, üretimlerini ve gelirlerini artırması Türkiye’nin ihracat kapasitesini de etkileyecek. Buna göre 5G ile Türkiye’nin ihracat değerinin 15 yılda 7,4 milyar dolar artacağı tahmin ediliyor.
5G’nin Türkiye’deki dijital ekonomiye ve rekabet gücüne etkisini nasıl değerlendirirsiniz? Özellikle uluslararası iş birlikleri ve ortaklıkların önemi nedir?
Mobil teknolojiler tüm dünyada gelişiyor ve her 10 yılda bir gelişen teknoloji ile önemli ekonomik fırsatlar oluşuyor. 5G teknolojisinin ekonomiye ve sektörlere önemli bir katkısı olacağı gibi ülkemizin ekonomik büyümesi üzerinde de önemli etkileri olacağını görüyoruz. Deloitte tarafından hazırlanan “Yeni nesil bağlantının gücü: 5G teknolojisinin Türkiye için ekonomik ve sosyal faydaları” raporunda yapılan analizlerle 5G’nin ülkemiz ekonomisine etkisi ortaya koyuldu. Buna göre, 15 yılda ülkemizin ekonomisinde 73 milyar ABD Doları gelir artışı yaratacağı öngörülüyor. 5G’ye geçiş yapılması internet hızının ve hizmet kalitesinin artması anlamına geliyor.
Türkiye’nin 5G’ye geçişi için sizce hangi temel yatırımlara ihtiyaç var?
5G’ye geçiş topyekün değerlendirilmesi gereken bir konu. Ülke olarak maksimum faydanın elde edilebilmesi için birçok alanda yatırım yapılması, dengelerin gözetilmesi ve verimliğin göz önünde bulundurulması önemli.
Şebekelerin 5G’ye hazırlığı noktasında operatörler olarak biz gerekli yatırımları yapmalıyız. Bunun yanında hem altyapı, özellikle fiber altyapısı, hem spektrum hem de endüstri alanında da yatırımlar yapılmalı. Bu yatırımlarda ise ülkeye olan toplam faydayı artırmak ana hedef olmalı. Örneğin, 5G yatırımlarını hızlandırmak ve yaygınlığını artırmak isteyen ülkelerde spektrum bedelleri düşük seviyelerde tutuluyor ve böylece yatırımın daha çok ülke vatandaşına ve endüstrisine fayda sağlayacak şekilde kanalize edilmesi destekleniyor. Diğer yandan, fiber altyapısı 5G için önemli bir gereksinim ve ülke olarak maalesef arzu edilen noktada değiliz. Bunun çözümü için engellerin ele alınması ve ortak altyapı şirketi gibi yatırımı teşvik edici çözümlerin bulunması ve desteklenmesi önemli.
Spektrum: 5G’nin yaygınlaşması için gerekli olan frekans bantlarının tahsis edilmesi ve operatörlere lisans verilmesi gerekiyor. (3.5 GHz-700 MHz-mmwave)
Altyapı: 5G, 4G’den daha yoğun bir altyapı gerektiriyor. Mevcut baz istasyonlarının 5G’ye uyumlu hale getirilmesi veya yeni baz istasyonlarının kurulması gerekiyor. Türkiye’de fiber altyapının gelişmesi de 5G’nin yaygınlaşması için önemli.
Uygulamalar: 5G’nin farklı sektörlerde kullanılabilmesi için pilot uygulamalar ve testler yapılması gerekiyor. 5G’nin potansiyelini ortaya koyacak ve kullanımı teşvik edecek çalışmalar yapılmalı.
Yatırım Miktarı: Türkiye’nin 5G’ye geçişi için sadece operatörerin yapması gereken yatırım 1,4 milyar ABD doları olarak tahmin edilirken, yapılması gereken yatırımların toplam tutarı hakkında farklı tahminler var.
Yatırımın Faydaları: 5G’ye geçişin Türkiye’ye birçok faydası olacak. 5G, daha hızlı ve daha güvenilir mobil internet bağlantısı sağlayacak. Nesnelerin interneti (IoT), sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR) gibi yeni teknolojilerin gelişmesini ve yaygınlaşmasını teşvik edecek. 5G’nin Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayacağı tahmin ediliyor.
Fiber altyapıda Türkiye’nin mevcut durumu nedir? 5G’ye geçişte altyapı ve diğer alanlarda ne tür iyileştirmeler yapılması gerekiyor?
Fiber meselesinin ortak sahiplenilmesi gereken bir memleket meselesi olduğunu düşünüyoruz. Altyapı yatırımlarının önündeki engeller ve pazarda rekabeti tesis edecek düzenlemelerin gecikmesi bugün ülkemizin fiberleşme potansiyelinin gerisinde kalmasına neden oldu. Fiber yaygınlığı, hızlı ve kaliteli internete erişim, dijitalleşme endeksinde yükselme, baz istasyonu kapasiteleri ve 5G’ye geçiş için kritik öneme sahip. Türkiye’de fiber kablo uzunluğu 2011’den bu yana yıllık ancak %10 düzeyinde artıyor. Baktığınızda, ülkemizde fiber abone yoğunluğu OECD ortalamasının yaklaşık yarısı kadar. Lider ülkelerle yarışabilmek için Türkiye’nin 2030’a kadar fiberde OECD ortalamasını yakalaması gerekiyor. Ülkemizdeki fiber uzunluğunu yaklaşık 2 milyon km’ye çıkarmalıyız. Bu durumda ortaya çıkacak etkiler, 2030’a kadar her yıl Türkiye GSYİH’sine %2,2’lik, başka bir deyişle 19 milyar dolarlık katkı sağlayabilecek.
Fiberi ülke genelinde hızla yaygınlaştıracak bir yatırım modeli geliştirilmelidir. Bu anlamda, ülke kaynaklarının verimli kullanılması için ortak yatırıma imkan sağlayacak bir ortak altyapı şirketi kurulmasının ülkemizde yatırımların hızlanmasını sağlayacağını düşünüyoruz. Ortak altyapı şirketi kurulması için Varlık Fonu’nun liderliğinde çalışma başlatılmasına yönelik geçmişte umut vadeden girişimler oldu. Biz bu gelişmelerin önümüzdeki dönemde hız kazanması için somut adımlar bekliyoruz. Bunun yanı sıra yeni yayımlanan fiber altyapıya erişim düzenlemelerinin hem sektör hem de tüketicilerin gelişmiş hizmet kalitesi beklentilerini karşılayacak şekilde geliştirilmesi önem taşıyor. Sektör olarak birlikte çalışmayı da etkinleştirerek daha büyük bir katma değer yaratabileceğimize inanıyoruz. Bakanlığımızın hazırladığı Ulusal Genişbant Stratejisi ve Eylem Planı ve Cumhurbaşkanlığı Kalkınma Planı’nda belirtildiği üzere, güçlü bir dijital altyapının oluşmasını ve yaygınlaşmasını sağlamak üzere gereken adımlar kararlı bir şekilde atılmalıdır.
5G’ye geçişte karşılaşılan en büyük zorluklar neler? Bu zorlukları aşmak için ne tür atılımlar yapılmalı?
Mevcut makro ekonomik koşullar, hem sektörümüzde hem de üretim alanında verimliliği artıracak uygulamaların hayata geçirilmesini kaçınılmaz kılıyor. Daha verimli olan yeni teknolojilere geçiş, 3G’nin artık yerini 4.5G ve 5G’ye bırakması ve frekans tahsisi, yalnızca bizim şebekemiz üzerinden sunduğumuz hizmetleri bir üst seviyeye taşımamıza değil, aynı zamanda ekonomi genelinde bir büyüme etkisini tetiklememizde de rol oynayacak. Bu bakımdan operatörlere sürdürülebilir, öngörülebilir bir yatırım ortamının sağlanması elzem. Sektörümüzün 5G hizmetlerinin nasıl bir takvimle hayat bulacağını öngörmesi için belirliliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda, sektörümüzün 5G’yi de kapsayan yeni teknolojilere geçiş ve etkin spektrum kullanımı ile ilgili yol haritasına ihtiyacı var.
5G’nin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için gerekli ortamın ve koşulların oluşması önem taşıyor. Bu hazırlıkların kuşkusuz en önemli parçası, tüm ülkeyi kapsayan yaygın bir fiber ağına sahip olmak. Türkiye’deki fiber ayak izini yaygınlaştırmak, sadece sabit pazar için değil, aynı zamanda mobil şebekelerin veri taşıma kapasitesini güçlendirmek için de gerekli. Fiber yatırımlarının teşvik edilmesi ve öncelikli bir kamu politikası haline getirilmesi gerekiyor. Bu anlamda dünyada örneklerini gördüğümüz “ortak altyapı şirketi” ve “yapısal ayrışma” modelleri değerlendirilerek fiber yatırımlarının hızlandırılması sağlanabilir.
Bununla birlikte, 5G için kullanılacak frekans bantları teknolojinin hayata geçmesinde önemli rol oynuyor. Spektrum kaynaklarının hem tüketici refahını hem de sektörde uzun vadeli yatırımları teşvik edecek bir yöntemle operatörlere tahsis edilmesi yönünde bir politika benimsenmesi kritik. Ancak bu şekilde teknolojinin yaygınlaşması ve beklenen ekonomik katma değerin ortaya çıkması mümkün olacaktır. Ülkemizde 700 MHz ve 3.5 GHz gibi bantların 5G için tahsis edilmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır, dolayısıyla uygun koşullarda operatörlere tahsis edilmesi kullanıcıların ve ülkenin refahı için olumlu olacaktır.
Son olarak, 5G ile uyumlu cihaz ve ekipman ekosistemini geliştirmek ulusal önceliklerimiz arasında olmalı. Dolayısıyla, 5G uyumlu akıllı telefonlara erişimin önündeki taksit sınırı gibi engellerin kaldırılmasının da bu süreçte önemli olduğunu değerlendiriyoruz.
Vodafone 5G’ye ne kadar hazır? İlerleyen dönemde başka ne tür yatırımlar yapmayı planlıyorsunuz?
Vodafone Grubu bugün İngiltere, Almanya ve İtalya dahil 14 ülkede 5G’yi hayata geçirmiş durumda ve bu ülkelerin sayısını artırmaya devam ediyor. Vodafone Türkiye olarak bu global deneyimi ülkemize taşımaya başladık. Türkiye’nin 5G’ye hazırlanması konusunda Ulaştırma Bakanlığı’nın başlattığı yerli milli 5G projesi UDHAM kapsamında 6 Türk firması ile yerli 5G yazılım ve donanım için iş birliği halindeyiz. Diğer yandan, pilot çalışmalarımız da oluyor. Örneğin 5G’ye giden yolda önemli bir adım olan Özelleştirilmiş Mobil Şebeke alanında Tofaş’ta bir pilot çalışmamız oldu. Tofaş bugün yaklaşık 1 milyon metrekarelik bir alanda insanları ve nesneleri birbirine bağlamak için bu lokal şebeke çözümünden yararlanıyor. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın kurduğu, dünyanın en kapsamlı dijital dönüşüm ve yetkinlik gelişim merkezi olan MEXT’te Türkiye’nin ilk 5G Özelleştirilmiş Mobil Şebeke kurulumunu tamamladık. İstanbul’da Türkiye’nin ilk 5G Wild Rift Mobil Turnuvası’nı ve yine ilk 5G stadyum konserini gerçekleştirdik.