2010’dan bu yana Türkiye’de KOMTAŞ tarafından temsil edilen veri entegrasyon yazılım sağlayıcısı Informatica, geçtiğimiz ay itibariyle İstanbul’da ofis açtı. Merkezi ABD’de olan ve Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde toplam 14 ülkede ofisi bulunan şirket, Türkiye pazarına yönelik ürün ve hizmet portföyünü genişletmeyi planlıyor. Ayrıca, ayağının tozuyla 29 Nisan’da KOMTAŞ ile birlikte düzenleyeceği “Kurumsal Veri Yönetimi Zirvesi” etkinliğine hazırlanıyor. Informatica’nın büyümesini hızlandırmak için bölgesel yatırımlara odaklandığını ifade eden Informatica Güney Avrupa Satış Başkan Yardımcısı Emilio Valdes, pazara yönelik projeksiyonları ve veri güvenliği konusunda IT PRO’nun sorularını yanıtladı. Büyük veri çözümlerini artık birçok şirketin göz önünde bulunduğunu söyleyen Valdes, “Veri buluta gittikçe ve farklı yerlerde kaldıkça veri parçalanması artacaktır. En nihayetinde bu parçalanma veri kontrolü, erişimi ve işletimi söz konusu olduğunda büyük zorluklara neden olacaktır” diyor.
Türkiye’ye yönelik yatırım planlarınızdaki öncelikleriniz neler? Türkiye sizin açınızdan önemli bir ülke mi? Öyleyse neden?
Türkiye pazarı şu anda yüksek bir büyüme oranına sahip. Böyle bir bölgede doğrudan bulunmak önemli. Türkiye’deki konumumuzu genişletmemiz, EMEA büyüme planlarımız için doğal süreçteki bir sonraki adımımız. Ana Veri Yönetimi (MDM), Veri Yönetişimi ve Veri Entegrasyonu alanında çözümlerin kullanımı arttıkça bölgede büyümeye devam edeceğiz. Bölgede müşterilerimizle daha yakın bir ortaklık ve destek sağlamayı amaçlıyoruz.
Informatica olarak Türkiye’de ofis açmamız, sadece EMEA bölgesindeki genişleme azmimizi ortaya koymakla kalmıyor; aynı zamanda elde ettiğimiz başarıya da tanıklık ediyor. Ortaklığımızın başladığı 2010 yılından bu yana KOMTAŞ, Informatica’nın Türkiye’deki faaliyetlerinin geliştirilmesinde etkili oldu. Bu bize bölgedeki büyük işletmelerin güvenini kazanmamızı sağladı.
Informatica, büyük veri alanında da çözüm sunuyor. Önümüzdeki 5 yılda Türkiye’de ve dünyada büyük büyük veri çözümlerine ne kadarlık bir yatırım yapılmasını bekliyorsunuz?
Büyük veri kesinlikle günümüzde birçok şirketin göz önünde bulundurduğu teknolojilerden biri. Veri artık, yenilikçi ürün ve hizmetler sunmak ve iş faaliyetlerini geliştirmek için iş stratejisi açısından hak ettiği saygıyı görmeye başlayan bir kurum varlığı olarak görülüyor. Gelişmiş şirketlerde artık, veri varlıklarını yöneterek hedeflenen sonuçların sağlanmasından sorumlu C düzeyinde yöneticiler bulunuyor. Verilerden Sorumlu Yönetici ve Analizlerden Sorumlu Yönetici bu sorumluluğu üstlenerek doğrudan CEO’ya rapor veriyor.
Dijital çağda ve sonrasında, daha güçlü faaliyet alanları kurma, daha fazla değer oluşturma ve ortaklar ve müşterilere daha anlamlı bir ilişki sağlama amacıyla temiz, güvenli ve bağlı veriler sağlama mücadelesi verdikleri sürece bütün kuruluşlar için veriler can suyu olmaya devam edecektir.
Büyük veri; bulut bilişim, sosyal bilişim ve mobil bilişim olmak üzere teknolojiyle ilgili üç kalıcı mega-trendin bağlantı noktasından yönetiliyor. Bulut bilişim, bilişim ekonomisini değiştirerek, bulut hizmeti sağlayıcıları tarafından çok daha fazla işlem verisinin düşük maliyetlerle yakalanmasını sağlıyor. Sosyal bilişim, yeni nesil veri merkezli uygulamalar sağlayarak, görülmemiş miktarlarda etkileşim verilerini temsil ediyor. Son olarak, mobil bilişim, kullanıcılara bağlam bilinçli ve konum tabanlı hizmetlerin yetkisini vererek, cihaz sensör etkileşim verilerindeki bir sonraki atağı temsil etmektedir. Bu kalıcı mega teknoloji trendlerinin büyük veriyi daha büyük hacimlere, daha geniş çeşitliliğe ve daha yüksek hızlara götürmeye devam edeceğini öngörebiliyoruz. Daha fazla veri kullanan ve daha fazla veri türleri kullanan kuruluşlar, işletmelerini temelden dönüştürebilir ve müşterilerine eşsiz fikirler sağlayabiliyorlar.
Şirketler veri güvenliğine ne kadar önem veriyor?
Çoğu sektör dijital bir dönüşüm geçirmiş durumda. Sağlık hizmetleri kağıt temelli kayıtlardan elektronik sağlık kayıtlarına geçiş yaptı. Çok kanallı ticaret, elektronik işlemlerin perakende sektöründe baskın konuma geldiğini gösteriyor. Finans ve telekomünikasyon şirketleri, veri güvenliği kanunları ve yönetmelikleri nedeniyle her zamankinden daha fazla baskı altında. Nesnelerin İnterneti, internet aracılığıyla cihazlar ve insanlar arasında bağlantı kuruyor. İşletmeler, taşeron ve yabancı ekiplerden yararlanarak daha düşük maliyetli yazılım geliştirme modellerine ağırlık veriyor. Bütün bu eğilimler, verileri ihlal tehdidine daha açık hale getiriyor. Veriler, veri merkezli güvenlik stratejileri gerektirecek olan güvenlik duvarlarının ötesine yayılıyor.