Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen ile dijital dönüşümdeki CEO’ların bakış açısını ve gerçekleştirdikleri araştırmanın sonuçlarını konuştuk.
Murat Yıldız
Samsung, TÜSİAD desteği ve Deloitte Türkiye ile GFK’nın işbirliğiyle hazırlanan “Türkiye’deki Dijital Değişime CEO Bakışı” araştırması, dijitalleşme yolundaki şirketler açısından önemli ipuçları veriyor. Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, işletmelerin dijitalleşmesi ve bu alan liderlik edecek yöneticilerin çıkması konusunda uzun zamandır ciddi çalışmaları olan ve birçok oluşuma önderlik etmiş bir yönetici. Dijitalleşme konusunda yapılan bu araştırmanın hemen sonrasında, elde ettikleri bulguları ve araştırmanın önemli sonuçlarını kendisine sorduk.
Araştırmanın ana hedefi neydi, nasıl bir sonuç bekliyordunuz, karşılaştığınız tablo nasıl?
Açıkçası bu araştırma ile yaşanan ülkemizde yaşanan dijital değişime, iş dünyamıza yön veren liderlerin, yani CEO’ların gözünden bakmak ve geleceğe ışık tutacak önemli bilgi ve verilere ulaşmayı hedefledik.
Türkiye’nin farklı sektörlerinde faaliyet gösteren ve iş dünyasının önde gelen 58 şirketinin üst düzey yöneticisiyle bire bir görüşmeler yaparak gerçekleştirdiğimiz çalışmamızla, Türkiye’de yaşanan dijital değişimin seviyesini algılarken; aynı zamanda dijital yatırımların hangi alanlara yapıldığı, değişim sürecinin nasıl ve kimler tarafından yönetildiği, hangi aşamada olduğu ve ne gibi fırsatlar sunacağıyla ilgili de oldukça önemli bilgilere ulaştık.
Araştırmamızdan çıkan temel bulgulara baktığımızda; kurumlarda, dijital olgunluk ve dijital strateji arasında önemli bir korelasyon olduğu görülüyor. Bu kapsamda net ve anlaşılır dijital stratejiye sahip olmanın öneminin, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler tarafından net bir şekilde anlaşıldığını görüyoruz. Zaten katılımcılar, ‘stratejinin net ve anlaşılır olmasını’ kurumsal dijital değişimin başarısında en önemli etken olarak görürken; dijital olgunlaşmanın önündeki en önemli engeli de ‘stratejinin eksikliği’ olarak ifade ediyorlar.
Dijital değişim, Türkiye’de üst düzey yöneticiler tarafından destekleniyor. Katılımcıların %90’ı dijital değişim sürecinin liderliğinin üst düzey yöneticiler tarafından üstlenildiğini belirtiyor. Şirketlerin %40’a yakını sürece teknoloji birimleri tarafından liderlik edildiğini, %20’si ise gelecekte de bu birimlerin liderlik etmesini planladıklarını belirtiyor.
CEO’lar açısından dijtialleşme serüvenindeki en zor başlık nedir?
Türkiye’de dijital değişim, henüz ‘bütün bir resim’ olarak ele alınmıyor. Değişim, organizasyonel birimler içerisinde birbirinden bağımsız olarak geliştiriliyor ve yönetilen inisiyatifler çerçevesinde yürütülüyor. Şirketler münferit teknolojilere operasyonel bir odak ile yatırım yapıyorlar.
Türkiye’de dijital değişimin liderliğini ağırlıklı olarak Bilgi Teknolojileri (CIO/CTO) yürütüyor. Ancak şirketler, dijital değişimi hayata geçirmede doğru vizyon ve stratejinin önemi kadar, süreci yönetecek liderlerin konumlandırılmasının başarıya ulaşmada kritik bir önem taşıdığının farkındalar. Araştırmada; Chief Digital Officer (CDO), bir unvan ya da pozisyon gerekliliğinden ziyade, dijital değişim konusunda görevlendirmeyi içeren tüm pozisyonları kapsayacak şekilde ele alınıyor. Var olan durumda Türkiye’deki şirketlerin %38’inde Chief Digital Officer (CDO) görev tanımına uyan bir yönetici bulunuyor. Ancak katılımcı şirketlerin sadece %26’sı bu pozisyonun CDO unvanı ile çalıştığını belirtiyor. Oysa bu süreçte CDO’ların belirlenmesi, görev tanımlarının yapılması ve bu yeni oluşan pozisyonla ilgili farkındalık oluşturulması günümüz rekabetçi piyasa koşullarında öne çıkabilmek adına önemini daha da artıran bir konu olacak.
Şirketlerin rekabete zorlanması ya da regülasyonlar kimi zaman dijital dönüşümü zorlayabiliyor. Ancak sizce dijitalleşmenin hızlanması için temelde değişmesi gereken nedir?
Biz dijitalleşmede daha olgun seviyelerdeki şirketlere “sizi dijital yolda yavaşlatan en önemli unsur” nedir diye sorduğumuzda karşılaştığımız “dijital teknolojiler” cevabı bizi oldukça şaşırttı. Siz hem “biz dijital dönüşümde en iyisiyiz” diyorsunuz hem de “dijital teknolojiler bizi yavaşlatıyor” diyorsunuz. Bu, her sabah kalkınca “beni rekabette daha ileri götürecek yeni bir dijital teknolojiyi kaçırdım mı” analizini yapmakta çok zorlanmalarından kaynaklanıyor. Ama gözleri açık ve şirketlerini ileri noktaya taşıyacak herhangi bir dijital teknolojiyi alma konusunda da herhangi bir şüpheleri yok. Araştırmamızda şirketlerde dijital teknolojinin gelişimini yavaşlatan unsurlar arasında ise sırasıyla yetkinlik eksikliği, strateji eksikliği, güvenlik sorunları ve güçlü bir ticari sonuca bağlanamaması ilk sıralarda yer alıyor.
Dijital değişimi teşvik eden sebeplere baktığımızda verimlilik artışı ve müşteri ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek olarak seçilirken farklılaşma, inovasyon ve yeni gelir kaynaklarının yaratılması henüz teşvik potasında değerlendirilmiyor. Buradan da anlaşılacağı üzere, şirketlerin özellikle rekabette zorlanmaya başlaması bu süreci daha hızlandıracak temel nedenlerin başında gelebilir.
Benzer bir çalışmayı kamu sektörü için yapmayı planlıyor musunuz?
Biz araştırma sonuçlarını ilk sonuçları bakımından giriş ve olgunluk seviyesi kategorileri olarak tasnif ettik. Dedik ki, “Giriş seviyesindeki şirketler şunları engel olarak görüyorlar veya şu alanda yatırım yapıyorlar; olgunluk seviyesinde olanlar ise şu alanlara yatırım yapıyorlar” gibi. Bundan sonraki aşamalarda farklı çalışmalar yapıp mesela kârlılığı yüksek olan şirketlerin dijital olgunluk seviyeleriyle olan ilişkileri gibi analizler ortaya koyacağız. Bununla birlikte hedefimiz araştırmayı iki yılda bir yinelemek, belki kapsamını genişleterek kamuya da dahil etmek seçeneklerimiz arasında olabilir.
Açıkcası bu tip araştırmaların varolan durumun anlaşılması, değerlendirilmesi ve ilerleyen dönemler için doğru bir yol haritası belirlenmesinde önemli bir kaynak ve kılavuz olduğunu düşünüyoruz. O nedenle de farklı başlıklarda ve kapsamda, sektörümüze de ışık tutacak araştırmalarımıza önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.