Salesforce Akdeniz Orta Asya-Doğu Avrupa bölgesi Başkan Yardımcısı Sinan Erkiner: “Her türlü dönüşüm ve değişim müşteri ile başlamalı ve müşteri ile bitmeli.”
CRM alanında dünyada lider konumda bulunan Salesforce; güven, müşteri başarısı, yenilik, eşitlik ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda çalışmaya devam ediyor. Salesforce Akdeniz Orta Asya Doğu Avrupa bölgesi Başkan Yardımcısı Sinan Erkiner ile Salesforce’un Türkiye’deki operasyonları ve gelecek projeleri hakkında konuştuk..
Salesforce, sektörde CRM denildiğinde ilk akla gelen şirketlerden biri. Bu alanda Türkiye’deki operasyonlarınızdan bahseder misiniz?
Dediğiniz gibi CRM alanında dünyada bir numarayız. Öyle ki, Amerika’da borsadaki kısa kodumuza baktığınızda CRM olduğunu görebilirsiniz. Bu nedenle en çok odaklandığımız alan CRM. Dünyadaki liderliğimizi Türkiye’de de sürdürmek istiyoruz. Organizasyonumuz bu hedef doğrultusunda çalışıyor. Şirket olarak sahip olduğumuz değerler bizim için çok önemli. Güven, müşterilerimizin ve onların müşterilerinin başarısı, sürekli yenilik ve eşitlik gibi değerlere odaklanıyoruz. Ayrıca sürdürülebilirlik de bizim için önemli bir konu. Dolayısıyla Türkiye organizasyonumuzu bu değerlerimizi yaşatacak şekilde oluşturduk.
Sürdürülebilirlik konusunun altını özellikle çizmek istiyorum. Çünkü biz, net sıfır karbon ayak izini benimseyerek operasyonlarımızı yürütüyoruz ve bu çabamızı müşterilerimize ve iş ortaklarımıza da sunuyoruz.
Bir de ekosisteme değinmek istiyorum. Genç yetenekleri desteklemek için üniversitelerle iş birlikleri yapıyor ve ücretsiz eğitimler sunuyoruz. Dolayısıyla, müşteri başarısına odaklanan, güveni ön planda tutan, dünyadaki yenilikleri Türkiye’ye getirmeye çalışan ve sürekli ekosistem yatırımları yapan bir organizasyonuz.
Peki Türkiye’deki ekosistem nasıl? CRM konusunda sizden destek almayı düşünen iş ortaklarınızın çeşitliliği ve bu iş ortaklıklarını büyütmek için izlediğiniz strateji nedir?
Yaptığımız işin doğası gereği, öncelikle müşterilerimiz için stratejik iş ortağı olmak istiyoruz. İlk olarak müşterilerimizin endüstrisini, pazarın zorluklarını ve yaşadıkları sorunları çok iyi anlamamız gerekiyor. Bu nedenle hizmetimiz, sözleşme imzalanmasından çok önce başlıyor. İlk günden itibaren danışmanlık hizmeti veriyoruz, müşterilere sorular soruyoruz ve ufuklarını açıyoruz. Bu süreçte iş ortaklarımızla da beraber çalışıyoruz.
Bizim için Türkiye, dünyadaki en önemli pazarlardan biri. Türkiye’de yetkili satıcılarımız var. Bizim sertifikalandırdığımız, yetkilendirdiğimiz ve sürekli denetlediğimiz yetkili satıcılarımız bulunuyor. Bu iş ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz ve müşterilerimiz hem bizi hem onları tek bir vücut olarak karşılarında görüyorlar. Bu nedenle sözleşme sürecini beklemeden ilk günden itibaren ne yatırım yapılması gerekiyorsa gerçekleştiriyoruz. Burada esas olan, vizyonu paylaşmak ve Salesforce’un doğru bir çözüm olduğuna hep birlikte ikna olmak. Sonrasında diğer aşamalara geçiyoruz.
Bazı şirketler bulut hizmetleri satın alırken, bazıları tamamen yerel servisleri kullanmak istiyor. Bir kısmı da hibrit bir platformda çalışmayı tercih ediyor. Şu anda bu konuda nasıl bir ilerleme kaydediliyor ve hangi çözümler sunuluyor?
Hem bulut yapıları hem de on-prem sistemler, birçok şirket için kullanılıyor. Özellikle uzmanlaşmış sistemlerde, on-prem sistemlerin hala yaygın olarak kullanıldığını görüyoruz. Örneğin, insan kaynakları yönetimi gibi alanlarda tercih ediliyor. Dünya genelinde birçok müşteri tamamen entegre çalışmayı tercih ediyor. Bulut tabanlı çözüm sağlayıcısı olmamız nedeniyle, kurulduğumuz günden beri diğer sistemlerle entegre olmayı kendimize görev edindik. Teknolojik olarak bu alanda uzman olduğumuz için sistemlere hızlı ve çevik bir şekilde entegre olabiliyoruz.
Salesforce’a geçmeyi düşünen şirketler, mevcut CRM sistemlerinden geçişin iş sürekliliği üzerindeki etkisinden endişe ediyorlar. Veri göçü ve geçiş süreçlerinde nasıl destek sağlıyorsunuz?
Salesforce olarak kurumsal mottomuz şöyle: Her türlü dönüşüm ve değişim müşteri ile başlamalı ve müşteri ile bitmeli. Harcanan her paranın da müşteriye dokunduğundan emin olmalıyız. Bu hem benim şahsi fikrim hem de kurumsal ilkemiz. Bu artık, hayatta kalma meselesi haline geldi.
Buna ek olarak, çok ciddi bir değişim yönetimi sürecimiz bulunuyor. Örneğin, “Trailhead” adında bir platformumuz var. Bu platform üzerinde kültürel değişimi ve dönüşümü yönetebiliyorsunuz. Ayrıca bulut sağlayıcısı olmamızın avantajıyla, iş süreçlerini büyük ölçüde içeride barındırıyoruz. Bu, yaklaşık %80’lik bir iş süreci karşılığını buluyor. Yalnızca %20’lik kısmı dışarıdan almanız gerekebilir. Bu da iş süreçlerinin karmaşıklığına bağlı olarak değişebilir. Dolayısıyla, müşterilerinizle hızlı bir şekilde iletişime geçebilirsiniz. Burada karar vermeniz gereken şey, ne kadar ileri gitmek ve ne kadar karmaşık iş süreçleri kullanmak istediğinizdir.
Son olarak, Türkiye odaklı gelecek hedeflerinizden bahsedelim. Şirketlerin Türkiye’de CRM geçişini hızlandıracak neler yapacaksınız?
Türkiye, şirketimizin en çok odaklandığı ve en çok yatırım yaptığı ülkelerin başında geliyor. Bir Türk masası oluşturduk ve bu masada çözüm mimarları, Türk müşteri yöneticileri ve Türk VP’ler bulunuyor. Bu masaya ciddi yatırım yapıyoruz ve karşılığını alıyoruz. Türkiye’de çok güçlü bir büyüme gözlemledik.
Dünya genelinde %22’lik bir pazar payına sahibiz, bu oldukça ciddi bir oran. Türkiye’de müşteri odaklı bir dönüşümün önemini vurguluyoruz ve bu misyonumuzu sürdürmek istiyoruz. Bunu, pazar içindeki değerlerimizi göstererek yapmalıyız. Üniversitelerle iş birlikleri ve değerlerimizi hissettirme konusundaki çabalarımız, müşterilere güven ve başarı sağlıyor.
Ayrıca, inovasyonu Türkiye’ye getirme konusunda da kararlıyız. Analitik, mobilite ve hızlı entegrasyon gibi konularda öncü olmaya devam ediyoruz. Şimdi, üretken AI teknolojisine odaklanıyoruz ve dünyanın ilk GenAI platformunu güvenli bir şekilde müşterilerimize sunuyoruz. Bu teknolojiyi Türkiye’ye de hızlı bir şekilde sunmayı amaçlıyoruz. Dolayısıyla, en önemli hedefimiz Türkiye’deki şirketlerin rekabet avantajını dünya çapında yükseltmek.