HPE GreenLake hizmetleri ile kuruluşların sermaye tasarrufu yapmasına, nakit akışını yönetmesine ve BT harcamalarını iş sonuçlarıyla uyumlu hale getirmesine olanak tanıdıklarını ve sadece kullanılan hizmetler için ödeme yapılmasını sağlayan bir model geliştirdiklerini söyleyen HPE Türkiye Pointnext Servisleri Ülke Direktörü Murat Baysal, “Bu modelin en büyük getirisi talebin ötesinde kapasiteye gerektiği an sahip olarak büyümeye hazırlanmak. Şunu unutmamak gerekir ki, ekonomi yeniden normale döndüğünde her şirket yeniden pazara ilk giren olmak isteyecek. Bu her zaman böyle oldu” diyor.
Derya COŞKUN
HPE, insanların yaşama ve çalışma şeklini geliştirmeyi amaçlayan bir şirket. Zira, HPE Türkiye Pointnext Servisleri Ülke Direktörü Murat Baysal böyle tanımlıyor şirketini. HPE Pointnext Teknoloji Hizmetleri, müşterilerini kesintisiz servisleri ile desteklemek, dijital dönüşümlerine katkı sağlamak ve pandemi sürecinde de olduğu gibi, daha önce benzeri görülmemiş durumlara uyum sağlamalarına yardımcı olmak için çözümler üretiyor.
Murat Baysal ile HPE Pointnext Hizmetleri’ni, pandemi sürecini ve yeni yıl planlamaları üzerine konuştuk…
Öncelikle bilmeyenler için HPE’in PointNext servislerini dinlemek isteriz…
Önceliklerimiz, müşterilerimize iş sürekliliğinin sağlanması için gereken tüm teknik desteği sunmak ve en uygun bütçe ile doğru teknolojilere yapılacak yatırımlar sayesinde en iyi sonuçların alınmasına yardımcı olacak modeller geliştirmek. Bu yöndeki çabalarımızın önemli bir parçasını HPE Pointnext Teknoloji Hizmetleri organizasyonumuz ve iş ortakları topluluğumuz oluşturuyor. HPE Pointnext Hizmetleri, müşterilerimize hibrit bulut ortamlarını dönüştürmek, yapay zekadan yararlanmak ve uçta yenilik yapmak için BT stratejisi konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere kurgulanmış bir yapı. Uzmanlarımız, BT’nin hizmet olarak kullanılabilmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için aralıksız çalışıyorlar.
Ekiplerimiz ve iş ortaklarımız, müşterilerimizin işlerinin aksamaması, operasyonlarının sürekliliğinin ve güvenliğinin sağlanması için her an sahada. Uzun yıllardır olduğu gibi, pandemi sürecinin başından bu yana da, müşterilerimizin operasyonlarını sürdürmeleri için gerekli faaliyetleri gerçekleştiren HPE teknik uzmanlarıyla 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vermeye devam ediyoruz.
Pandemiyle birlikte çalışma şekillerimiz değişti, dijital dönüşüm hayatımızın her alanına bugüne kadar olduğundan çok daha hızlı giriş yaptı. Elbette, yeni nesil teknolojilerin profesyonel yaşamımızdaki etkileri de arttı. Bu noktada yeni nesil teknolojilerin Türkiye pazarındaki geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pandemi, müşterilerimizin BT yatırımları için büyük ve hızlı bir düşünce değişikliğine neden oldu. Nakit akışını yönetmek en önemli öncelik haline geldi. Yine de şirketler bir yandan yeni normalin getirdiği zorluklarla ve zorunluluklarla mücadele ederken, diğer yandan teknoloji yatırımlarına devam etme ihtiyacını hissediyor.
Bu durum hizmet olarak sunulan, kullanıma bağlı olarak fiyatlandırılan şirket içi BT çözümlerine olan talebi önemli ölçüde artırdı. Bu tarz çözümler Türkiye’de ve dünyada teknoloji tercihlerinde belirleyici olmaya başladı. HPE GreenLake, bu anlayışımızı yansıtan bir hizmetler bütününden oluşuyor. HPE GreenLake ile kuruluşların sermaye tasarrufu yapmasına, nakit akışını yönetmesine ve BT harcamalarını iş sonuçlarıyla uyumlu hale getirmesine olanak tanıyor, sadece kullandıkları hizmetler için ödeme yapmalarını sağlayan bir model getiriyoruz.
Bu modelin en büyük getirisi talebin ötesinde kapasiteye gerektiği an sahip olarak büyümeye hazırlanmak. Şunu unutmamak gerekir ki, ekonomi yeniden normale döndüğünde her şirket yeniden pazara ilk giren olmak isteyecek. Bu her zaman böyle oldu.
Pandemi sürecinde gündeme gelen konulardan biri de bulut ve bulut modernizasyonu. Bu alanda önemli hizmetiniz GreenLake. biraz bahsetmenizi isteyeceğim. Bunun yanında bulut yaklaşımı Türkiye’de biraz daha tereddütlü ilerliyor. Önümüzdeki dönemde Türkiye pazarının buluta yaklaşımının ne yönde ve nasıl değişmesini öngörüyorsunuz?
İçinde bulunduğumuz dönemde müşterilerin gereksinimleri ve satın alma davranışları değişiyor. Değişen ihtiyaçları karşılamak için HPE, geçtiğimiz yazın başında Discover Virtual Event’de HPE GreenLake Bulut Hizmetlerini duyurdu. HPE GreenLake Bulut Hizmetleri başlangıç olarak 15 farklı iş yüküyle piyasaya sürüldü. Bu servisler aracılığıyla yüksek başarımlı hesaplama sistemleri ve süper bilgisayar dahi sunabiliyoruz. Müşterilerimiz BT operasyonlarına ve içgörülerine self servis bir platform olan HPE GreenLake Central’dan erişebiliyorlar. Bu platform, müşterinin özel veya hibrit sitelerinde eriştiği kullanım, maliyet performansı, uyumluluk ve daha fazlasını izleyebileceği toplu bir görünüm sağlıyor. Bunu müşterinin kendi ortamında hibrit bulut yaklaşımıyla sunmanın yanı sıra, kendileri adına yönetebiliyoruz. Böylece BT ekiplerini daha verimli alanlara ve inovasyona kanalize edebiliyorlar.
HPE GreenLake Bulut Hizmetleri, KOBİ ölçeğindeki işletmelerden büyük çok uluslu şirketlere kadar dijital dönüşüm gerçekleştiren tüm kuruluşlara hizmet vermek için tasarlandı. HPE GreenLake Bulut Hizmetleri, küresel ölçekte 4 milyar doların üzerinde toplam sözleşme değeri, 700’den fazla GreenLake iş ortağı ve farklı boyutlarda binden fazla müşteriyle hızlı bir şekilde büyümeye devam ediyor.
Dijital dönüşüm, Türkiye’de her ölçekteki işletmenin iş stratejilerinin merkezinde yer alıyor. Kurumların bu yolda başarıya ulaşması için en kritik teknolojilerden biri bulut. Bulut teknolojileri, yeni ekonomide başarılı olmayı ve stratejik olarak kendini dönüştürmeyi isteyen her işletmenin temelinde vazgeçilmez bir yer tutuyor. Buna bağlı olarak, Türkiye’de de tüm sektörlerden, her ölçekteki kurumsal işletmeden bulut bilişim hizmetlerine yönelik talepler geliyor. Bulut hizmeti sağlayıcıları, bulut bilişimin işletmelere sunduğu kısa ve uzun vadeli avantajlar konusunda farkındalığı artırdıkça, Türkiye’de bulut hizmetlerine olan güven her geçen gün artıyor.
Ülkemizde de tüm dünyadaki eğilimlere uygun bir şekilde çoklu ve hibrit bulut mimarilerine doğru bir yönelme var. Altyapı stratejilerinin çoğu bulut öncelikli veya buluta hazır altyapılar olarak tasarlanıyor. Bulut teknolojileri ve ilgili tüm servisler maliyet, esneklik ve çeviklik gibi avantajları sebebiyle özellikle pandemi döneminde daha çok ihtiyaç duyulan bir teknolojik yatırım halini aldı. IDC, 2024 yılına kadar Türkiye BT Altyapısının yaklaşık yüzde 36,5’inin özel ve genel bulut ortamlarında kullanılacağını öngörüyor.
Artık pek çok sektör, şirket ve birimde olduğu gibi IT’de de çalışma şekli eskisi gibi olmayacak, bunu öngörebiliyoruz. Bir profesyonel olarak değerlendirdiğinizde, IT’nin önümüzdeki dönemde dönüşümü noktasında neler söylersiniz? Neler ön plana çıkacak, neler eskisi gibi olmayacak?
Dünya oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. İçinde bulunduğumuz pandemi koşulları, çoğu şirketi normalde yıllarca süreceği düşünülen dijital dönüşüm süreçlerini neredeyse haftalar içinde hayata geçirmeye zorladı. Dijital dönüşüm ekonomik başarının temelini oluştururken, kurumlar bu ezber bozan ortamda her zamankinden daha seri bir biçimde inovasyon gerçekleştirmek zorunda kaldı.
IDC’nin araştırmalarına göre; 2022’ye kadar küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 46’sı, yani neredeyse yarısı dijital dönüşümü başarıyla hayata geçiren kurumların ürün ve hizmetlerinden oluşacak. Doğal olarak kurumlar bu yarışta geri kalmamak için yeni teknolojilerin sunduğu imkanlardan yoğun bir şekilde faydalanmanın yollarına bakıyor. Tüm bu teknolojilerin merkezinde yer alan BT departmanı da bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak yeni süreçlerin, uygulamaların ve hizmetlerin keşfedilmesinden ve uygulanmasından sorumlu.
İşin diğer tarafında da değişen çalışma alışkanlıkları var. Değişimin görülmemiş hızda gerçekleştiği olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu benzeri görülmemiş zamanlarda işletmeler yeni normalle, hızın çok önemli olduğu yeni bir gerçeklikle tanışıyor:
- COVID-19 uzaktan çalışmayı hızlandırırken deneyimler ve iş yerleri yeniden tasarlanıyor. Örneğin Gartner’in araştırması, şirketlerin yüzde 82’sinin uzaktan çalışmanın devam etmesini beklediğini ortaya koydu.
- İnsanlar, cihazlar ve nesneler sürekli olarak veri paylaştığından herkes ve her şey hiper bağlantılı hale geldi. 2022’ye kadar dünya çapında 50 milyar cihazın bağlı olması bekleniyor.
- Veri odaklı mobil dünyada gerçek zamanlı kararlar ve eylemler gerekli hale geldi. 5G’li IoT, veriye aç sürükleyici mobil uygulamalar, deneyimler ve inanılmaz cihaz yoğunluğunda telekomünikasyonun merkezden sınıra düşük gecikme süresi için üstel bant genişliği kapasitesini yönetmesi bekleniyor. Dünyadaki verilerin yaklaşık yüzde 30’unun gerçek zamanlı olarak işlenmesi gerekecek.
Tüm bu akımlara hizmet verecek veri merkezlerinin hem çevik hem de uygun maliyetli olması gerekiyor. Bu hedeflere ulaşmak için birçok şirket fazla kapasite satın alma ihtiyacını ortadan kaldırırken provizyonu hızlandıran çözümlere ihtiyaç duyuyor. Kaynak sıkıntısı çeken BT departmanları veri merkezi için farklı markaların desteğini sağlayabilen, genel hibrit BT altyapısını sağlayan “Hizmet olarak BT” çözümleri sunabilen sağlayıcılara yöneliyor. Bu sağlayıcılar kurumların sorun gidermeyi kolaylaştırmasını, yalnızca kullandıkları kadar ödeme yapmasını, kapasiteyi gerektiğinde çift yönlü olarak artırmasını veya azaltmasını sağlayarak şirket için en değerli kaynağa dönüşen BT çalışanlarının doğru projelere odaklanmasını sağlıyor.
Veri çok kıymetli. Bunu kısa bir süre öncesine kadar uluslararası makalelerden okurken, şu an yaşayarak tecrübe ediyoruz. Sizin veri odaklı hizmetleriniz neler, ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Özellikle veri analitiği noktasında hangi sektörler ağırlıklı olarak hangi hizmetlerinizden yararlanıyor?
COVID-19 salgını, işletmelere yeni zorluklar getirdi ve bütçeleri üzerindeki baskıyı artırdı. Birçok işletme geleneksel altyapılarını satın almak, uygulamak ve kullanmak için daha esnek bir yol arayışına girdi. Pek çok endüstride müşteriler daha az harcama yoluna giderken, uygulanan kısıtlamalar başta havacılık endüstrisi gibi sektörlerin nakit akışı üzerinde olumsuz etkilere neden oldu. Bu yüzden kurumlar harcamalarını önemli ölçüde kısma ve kontrol altına alma ihtiyacıyla karşı karşıya kaldılar.
Diğer yandan bazı endüstriler, örneğin çevrimiçi perakende, işlerinin hızlı büyümesiyle yatırım yapmaya zorlandı. Tüm bu durumlarda ortak ihtiyaç BT altyapısının daha esnek bir şekilde kullanılabilir hale getirilmesi gerekliliğiydi. HPE GreenLake, müşterilerine kullanım başına ödeme esnekliği sunarak ve işin gerektirdiği şekilde BT kaynaklarını artırıp azaltabilmelerini sağlayarak bu farklı ihtiyaçların karşılanmasına yardımcı oldu. Ek olarak, iş yükünü ve müşterinin farklı konumlardaki verilerini yönetmek için ek güvenlik özellikleri sağladı.
Yeni bir dijital dönüşüm dalgasının eşiğindeyiz. Artık her yerde uygulamalar ve verilerle beslenen, uçtan buluta her şeyin bağlı olduğu, işletmelerin her yerden değer elde ettiği, yeni fırsatları ortaya çıkardığı, yeni deneyimleri, verimliliği, hizmetleri ve daha fazlasını ortaya koyan bir çağ başlıyor. Biz daha önce geleceğin kuruluşlarının uç merkezli, bulut destekli ve veri odaklı olacağını öngörmüştük. Bu günümüzde bir gelecek vizyonu olmaktan çıktı, gerçeğe dönüştü.
Akıllı uç noktayı güçlendirmek üzere dört yılda 4 milyar dolar yatırım yaptık!
- EDGE insanların, cihazların, verilerin ve nesnelerin kesiştiği, yaşadığımız ve çalıştığımız, kişiselleştirilmiş bağlantıların kurulduğu, yeni deneyimlerin güçlendirildiği yer haline geldi. Akıllı uç, verilerin IoT, AI, makine öğrenimi uygulamaları ve iş yükleri tarafından yönlendirilen, gerçek zamanlı veya neredeyse gerçek zamanlı analiz ve eylem için sıklıkla üretildiği ve işlendiği bir yere dönüştü.
- Büyük veri merkezlerindeki merkezi ve kapalı yaklaşımlardan, yüksek düzeyde merkezi olmayan ve her yere dağılmış birçok küçük veri merkezi modeline geçildi. Gartner bunu dağıtık bulutlar olarak adlandırıyor. HPE olarak bulutun bir hedef değil, bir deneyim olduğuna ve uygulamaların ve verilerin her yerde yaşadığına inanıyoruz. Bu nedenle HPE GreenLake ile bulutu, uygulamalarınızın ve verilerinizin bulunduğu yere taşıyoruz.
- Veriler, şirketlerin inovasyon, müşterilerle etkileşim ve içgörü elde etme çabalarının merkezinde yer alıyor. 2025 itibarıyla veriler dünya çapında 175 zetabayta çıkacak. Modelleme, simülasyon, analitik, IoT cihazları, yapay zeka ve makine öğrenmesi kullanarak verileri eyleme hazır içgörülere dönüştürmek, her yerde gerçek zamanlı içgörüler ve eylem oluşturmak için zekayı veri kaynaklarına yaklaştırmak gerekecek.
Bizim stratejimiz, verilerden değer elde etmek üzere iş yükleri optimize edilmiş, hizmet olarak sunulan, uç merkezli ve bulut destekli çözümlerle işletmeleri hızlandırmak. Akıllı uçlar oluşturmak ve bulut bağlantılı kişiselleştirilmiş ve otomatikleştirilmiş akıllı uç deneyimler sunmak için gereken teknolojilere yatırım yapıyoruz. HPE olarak, müşterilerin yeni deneyimler yaratmasına, mevcut deneyimleri yeniden tanımlamasına ve daha akıllı operasyonlar yürütmesine yardımcı olmak için akıllı uç noktayı güçlendirmek üzere dört yılda 4 milyar dolar yatırım yaptık. Bu konuda çalışmaya ve yatırım yapmaya devam edeceğiz.