Hata payını yok eden, daha kolay kullanılabilen, güvenli sistemlerin hız ve verimlilikle birleştiğinde kurumları bir adım öne çıkardığını söyleyen Linktera Genel Müdürü Taşkın Osman Aksoy, “Finans sektörü bu temeller üzerinde yükseliyor. Linktera olarak geliştirdiğimiz güvenlik ve kimlik/yüz tanıma, doğrulama sistemleriyle kurumlar ve kullanıcılar için güvenli bir altyapı sunuyoruz” dedi.
2020 yılında hem sektöre hem de Linktera olarak kurum içerisinde birçok başarılı projeye imza attınız. Bu bağlamda, 2020 yılını değerlendirerek başlamak isteriz. 2020 Linktera için nasıl geçti?
2020 hepimiz için çok zor bir yıl oldu. Ekip olarak her zamankinden daha fazla çabalayarak tüm zorluklara rağmen yüzde 30’un üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. Pandemi döneminde kurumlarda dijital dönüşüm gereksinimlerine yönelik bilincin artması da büyümemize katkı sağladı. Özellikle 2020 yılının ikinci yarısından sonra aldığımız ivmeyi yine konjonktürel olarak belirsizliklerle dolu olsa da 2021’de artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz.
Pandemi ile uzaktan çalışma giderek yaygınlaşıyor hatta küresel ölçekteki birçok lider şirket bu modelin kalıcı olması için çalışmalar yürütüyor. Türkiye’de böyle bir talepten söz edilebilir mi? Bu noktada Linktera çözümleri uzaktan çalışma modeline geçmek isteyen şirketlere ne tür avantajlar sunuyor?
Linktera olarak çalışma modelimiz itibariyle uzaktan çalışma modeline müşterilerimizin sunduğu esneklik ölçüsünde zaten uzun yıllardır yatkın bir kurumuz. Danışmanlık ya da ürün sunduğumuz kurumları bu modelin verimliliği konusunda ikna etmekte geçmişte zorlandığımız dönemler oldu. Ancak özellikle pandemiyle birlikte biraz da mecburi şekilde denenip faydalı sonuçlar alınması uzaktan çalışma modelinin bundan sonra hayatımızın değişmez bir parçası olacağının en büyük göstergesi.
Dijital dönüşümün temelinde hız ve verimlilik yatıyor. Hata payını yok eden, daha kolay kullanılabilen, güvenli sistemler hız ve verimlilikle birleştiğinde kurumları bir adım öne çıkarıyor. Biz de hizmetlerimizin kurumlar için yaratacağı katma değerin merkezine bu kavramları oturtuyoruz. Robotik Süreç Otomasyonu, Uzaktan Müşteri Edinimi, Yasal Raporlama, Hazine Yönetimi gibi ürünlerimizin temel yaklaşımlarında bu özellikler yatıyor.
Pandemi diğer taraftan dijitalleşme süreçlerini de en az 5 yıl erkene aldı. Şirketlerin otomasyon çözümleriyle çalışan verimliliğini daha efektif kullanmaya yönelik atılımları da arttı. Otomasyonun kurumlara faydaları ve Linktera’nın dijitalleşme ve robot yazılım süreçlerinde şirketlere sunduğu ayrıcalıkları dinlemek isteriz…
Kuşkusuz pandeminin dijitalleşmede ‘hızlandırıcı’ bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Yazılım robotlarıyla operasyonel ve tekrarlanan süreçlerin tamamının otomizasyonunu sağlayabiliyoruz. Yılın 365 günü 7 gün 24 saat hata yapmayan bir çalışan hayal edin. Burada amacımız kurumlarda çalışan sayısını azaltarak maliyetleri azaltmak değil, mevcut çalışanların daha kompleks süreçler üstlenmesini sağlayıp onların verimliliğini artırmak. Üstelik bu teknolojiye dijitalleşme yatırımlarının genel ortalamasının aksine çok uygun bütçelerle sahip olabiliyor, yatırım getirisini de çok kısa sürede gözlemleyebiliyorsunuz. 2020 yılında robot yazılım entegrasyonlarımız bir önceki yıla göre tam 3 kat arttı. Yılı 45 robot yazılım entegrasyonu ve kurumlar için toplamda 250’den fazla süreci robotlara devrederek tamamladık.
Otomasyon alanında hizmetlerimizi 3 ana adımda yürütüyoruz. Öncelikle doğru süreçleri seçmemizi sağlayan süreç madenciliği aşaması geliyor. Daha sonra automation hub uygulamamızla otomasyona aktarılacak süreçlerin önceliklendirme ve belli bir düzende konmasını ve son olarak da belirlenen süreçlerin robot yazılımlara entegre edilmesini sağlıyoruz. Burada doğru partnerle çalışmak çok önemli. Bu süreçleri doğru yönetmek robot yazılımlardan verim almanın tek yolu. Entegrasyonların da başta operasyonel süreçlerin fazla olduğu insan kaynakları ile finans/muhasebe olmak üzere satın alma, pazarlama ve satış süreçlerinde yoğunlaştığını söyleyebilirim.
Linktera, yakın zamanda UiPath ile iş birliğini genişleterek Gold Partner’liğe layık görüldü. Burada şüphesiz Linktera Network ile geliştirilen ortaklıkların yansıması oldukça etkiliydi. Linktera Network’u ve kurumiçi girişimcilik vizyonunuz olan LinkteraLABS-Ar-Ge ile birlikte gerçekleştirmek istediğiniz hedefleri sormak isteriz…
Linktera Network ekosistemiyle ortak vizyona sahip olduğumuz uluslararası firmalar ve yerel girişimler ile iş ortaklıkları geliştirmek, büyüme stratejimizin temelini oluşturuyor. Bu stratejiyle hem farklı uzmanlıklardan doğacak sinerji sayesinde kurumlar için daha çok katma değer yaratmak hem de tüm paydaşların kazanacağı bir ekosistem yaratmak hedefindeyiz.
SAS ve UiPath ile derinleştirdiğimiz Gold partnerliklerimizin yanı sıra bizimle benzer profile sahip yerel kurumlarla da ortak girişimlere imza atıyoruz. SAS ürün yelpazesi için kurulum ve destek hizmetleri verecek olan DETERA’yı yakın zamanda Sade Yazılım ortaklığıyla kurduğumuzu buradan ilk kez duyurmuş olayım. Linktera LABS Ar-Ge ofisimiz ve kurumiçi girişimcilik programımız da Linktera Network’ün en büyük ateşleyici gücü. Hem Ar-Ge ofisimizden çıkan ürünler hem de girişimcilik programımızla farklı iş kollarında uzmanlaşmış çalışanlarımızın yarattığı fikirleri ürünleştirerek bulunduğumuz ekosisteme taze kan sağlıyoruz. 2020 yılında 16 fikirden 11’inin ürünleştirililmesine başlandı. Yakın dönemde bu sayıya yenileri eklenecek. Buradaki ana hedefimiz Linktera’yı global ölçekteki bir ürün firması haline getirmek.
Fintech dünyasının dijitalleşme serüvenine çok daha önce başladığını biliyoruz; ancak diğer sektörler de pandemiyle bu kulvarda büyük adımlar attı. Bu kapsamda, bir yazılım şirketi olarak Linktera finans kurumlarını daha da öne çıkaracak ne tür yaklaşım ve çözüm teklifleri sunuyor?
Başta belirttiğim gibi hata payını yok eden, daha kolay kullanılabilen, güvenli sistemler hız ve verimlilikle birleştiğinde kurumları bir adım öne çıkarıyor. Finans kurumları özelinde bu kavramlar belki de diğer tüm sektörlerden daha öncelikli. Sorunuzda belirlettiğiniz fintech dünyasının dijital dönüşüme çok önce başlamasındaki ana etmen de bu. Çünkü finans sektörü bu temeller üzerinde yükseliyor.
Linktera olarak uzun yıllardır kurumların verimliliğini artıran süreçlerin tasarlanması ve teknoloji uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Yasal otoritelerin zorunlu kıldığı altyapı güncellemelerinden, yine yasal otoritelere yapılması gerek raporlamalara kadar birçok yükümlülük için kolaylaştırıcı çözümler sunuyoruz. Özellikle pandemiyle birlikte uzaktan müşteri edinimi finansal kurumlar için çok kritik bir hal aldı. Burada güvenlik ve kimlik doğrulama en büyük risk alanı. Linktera olarak geliştirdiğimiz güvenlik ve kimlik/yüz tanıma, doğrulama sistemleriyle kurumlar ve kullanıcılar için güvenli bir altyapı sunuyoruz.
Diğer yandan risk ve analitik yönetiminde SAS, robotik otomasyonda UiPath, karar destek sistemlerinde FICO, hazine yönetiminde Murex, veri analitiğinde Vertica gibi ortaklıklarla da finans özelinde global ürün yelpazesiyle danışmanlık ve entegrasyon hizmetleri sunuyoruz. Bir güçlü kasımız da Linktera LABS bünyesinde kurumlar için uzmanlık alanlarımız çerçevesinde terzi dikimi ürünler yaratmak. Hem maliyetleri kısmak hem kurumlardaki özel ihtiyaçların tam karşılanması adına farklı süreç ve yapılar için doğru ürünleri geliştirebiliyoruz.
Son olarak, 2021 yılında Silikon Vadisi’nde ofis açma hedefiniz olduğunu duyurdunuz. 2021’e ve Silikon Vadisi yolculuğunuza dair ajandanızda neler olacak?
Bu ay ABD’deki şirketin kuruluş sürecini tamamladık. Yılın ilk yarısında go-to-market stratejimiz çerçevesinde doğru ekip ve en uygun iş ortakları ile müşteri görüşmelerine başlamayı hedefliyoruz. Yılın ikinci yarısı ise Linktera LABS’den çıkarmayı hedeflediğimiz 2 yeni ürünümüzü bu büyük ve rekabetçi pazara açma planımız var.