Mobil teknolojiler kurumların iş yapış biçimlerini hızla değiştirirken, güvenlik endişeleri de artıyor.
2010’lu yıllardan sonra hızla artan bir trend ile akıllı telefonlar kurumların kılcal damarlarına kadar girdi. Artık yalnızca e-postaları kontrol etmek için değil, tüm iş operasyonlarını yürütmek için akıllı telefonlar ve diğer mobil cihazlar aktif olarak kullanılıyor. Ancak şirketlerin halen endişeleri var. Samsung Türkiye Kurumsal Bölüm Direktörü Murat Atıcı ile kurumsal mobilitenin geleceğini, yöneticilerin güvenlik endişelerini ve Samsung’un bu alanda sunduğu çözümleri konuştuk.
Kurumsal mobilite geçtiğimiz yıllarda CIO’ların ciddi anlamda
gündemini meşgul ediyordu? 2017 yılında neler bekliyoruz, aynı ilgi devam edecek mi?
Kurumsal pazarın en büyük trendi mobilite ve çok uzun bir süre daha bu tahtı koruyacak gibi duruyor. Samsung olarak tüketicilerimizin eğilimlerine göre teknolojilerimize yön veriyoruz. Tüketici davranışları o kadar çabuk değişiyor ve gelişiyor ki buna ayak uydurup bir sonraki beklentileri şimdiden iyileştirmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Kurumsal pazarda da dinamikler çok farklı değil. Kurumsal çalışanlar, kurumlardan daha hızlı mobiliteye adapte olduğu için şirketlerin alt yapısı çoğu zaman beklentilerin altında kalıyor. Bu da ister istemez kendi imkanlarını kullanmak isteyen çalışanları doğuruyor.
Cihaz alımlarında değişen bir trend vardı. Artık CIO’lar cihaz satın almaktan ziyade çalışanların kendi cihazlarını getirmelerini istiyor. Burada durum nedir?
Kendi cihazını getir trendi halen büyük ve küçük işletmeler arasındaki olumlu yükselişini sürdürüyor. Doğru şekilde konumlandırılmış kendi cihazını getir stratejisi, şirketler için tasarruf ve verimliliği artırırken, çalışanların da iş tatminlerini artırıyor. Bu sürecin tümü kurumsal güvenlik ve kişisel verilerin korunması kaygılarıyla ele alınmalı ve yönetilmelidir. Şirketlerin en yeni teknolojilere hızlıca adapte olamamalarının en büyük nedeni veri güvenliği konusundaki kaygıları. Şirketler haklı olarak bu kaygıları giderdikten sonra iyileştirmeleri yapıyorlar. Bu noktada ise Samsung olarak sektördeki en güvenli mobil platform’u, yani KNOX u müşterilerimize sunmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Güvenlik halen en büyük sorunlardan biri. Bu alanda Knox nasıl gelişti? Yeni nesil tehditler için ne gibi çözümler sunuyor?
Samsung KNOX’un ilk lansmanından bu yana, hem çok değer verdiği tüketicilere savunma alanında çözümler sağlamak, hem de günümüzün dinamik iş hayatında kurumsal mobilite gerekliliklerine yanıt vermek için mobil güvenlik yeteneklerini hızla geliştiriyor. Geliştirilen KNOX Workspace, kolay bir kurulum, sınıfının en iyisi iş uygulamaları ve geliştirilmiş veri güvenliği getiriyor. KNOX sayesinde kurumsal müşteriler pazardaki en güvenli mobil platformlardan birini anında kullanabiliyorlar, çünkü kötü amaçlı yazılımlara ve korsanlığa karşı entegre donanım ve yazılım koruması ürünlerimize önceden yüklenmiş oluyor. KNOX Workspace, devlet kurumlarının ağlarında bile çalıştırılacak kadar güvenli olan geliştirilmiş teknolojiyle kurumsal ve kişisel verileri ayırabilen; yönetilebilir, cihaz üzerinde mobil güvenlik çözümüdür. Samsung KNOX, ABD, Birleşik Krallık ve Rusya dahil olmak üzere pek çok devletin onayını aldı. Çözüm sayesinde çalışanların cihazları 7/24 korunuyor ve BT uzmanları geliştirilmiş bir mobil cihaz yönetimi platformu yoluyla kötü amaçlı saldırılar hakkında gerçek zamanlı veriler elde edebiliyorlar. En yeni KNOX güncellemesi, , toplu konfigürasyon, toplu kayıt, tek seferlik geçiş çerçevesi yeteneklerini de içeriyor.
Samsung geliştiricilere yönelik ne gibi fırsatlar sunuyor?
Samsung, Samsung Kurumsal İşbirliği Programı (SEAP), yoluyla endüstri lideri mobil cihaz yönetimi ve kurumsal çözüm sağlayıcılarını bir araya getirerek güçlü kurumsal ortaklar ekosistemi inşa etme yolunda hızla ilerliyor. Samsung Kurumsal İşbirliği Programı (SEAP), lider bağımsız yazılım tedarikçilerini ve sistem entegratörlerini hedefleyen bir kurumsal mobilite ekosistemidir ve ürünlerini ve hizmetlerini kurumsal müşterileri de içine alacak şekilde genişleten Samsung mobil teknolojiler üzerine farklılaştırılmış ve benzersiz çözümler sağlar. SEAP’nin amacı ortakların Samsung ürünlerini ve çözümlerini kullanarak kurumsal işlerde yeni gelir fırsatları yaratmalarını olanaklı kılıyor. SEAP programına dahil olmanın bir çok avantajına ek olarak henüz piyasaya çıkmamış ürünlere ait geliştirici kitlerinin de paylaşılıyor olmasını göz ardı etmemek gerekir. Örneğin çok yakın zamanda sektöre yeni bir soluk getirecek Samsung Connect Auto adlı ürünümüzün geliştirici kit’leri SEAP bünyesinde yayımlanmaya başlandı. Samsung Connect Auto sürücüler için çığır açan bir IOT cihazı. Hem tüketicilere hem de işletmelere bir çok fayda sağlamanın yanı sıra, daha güvenli, daha çevre dostu ve daha eğlenceli bir sürüş deneyimi sağlamak için ürün ve servis ekosistemi oluşturmaya başladı. Konfor ve güvenliğe ek olarak ekosistem aynı zamanda filo yönetimi, acil servisler gibi katma değerli çözümlerle tüketiciye ulaşıyor olacaklar. Samsung Connect Auto araca OBD II portundan bağlanıp araçtaki telemetrik verileri sürücülerin mobil cihazlarına gönderirip anlık bildirimlerde bulunuyor olacak. Samsung Connect Auto ile araç içerisinde yüksek hızlı internet erişim noktası oluşturarak daha eğlenceli yolculuklar yapılabilecek.
Nesnelerin İnterneti Geleceği Şekillendiriyor
Murat Atıcı, IoT’nin giderek önemini artırdığını belirterek şöyle dedi: “Nesnelerin interneti önümüzdeki 20 yılı şekillendiriyor olacak. Bu sürecin en büyük oyuncularından biri de Samsung. Konuyla ilgili gerek kendi araştırma geliştirme faaliyetleri gerekse de sektörel satın almalarıyla birlikte ağırlığımız fazlasıyla hissediliyor olacak. Samsung’un en gözde IOT ürün gruplarındna biri de Smartthings. SmartThings kullanıcılara huzur, tasarruf ve kolaylık sağlayarak bir evi akıllı eve dönüştürmenin en kolay yolu. Her geçen gün büyüyen bir ekosisteme sahip, açık bir platform olan SmartThings kullanıcılara cihaz açısından seçim özgürlüğü sunarak sınırsız olanakların kapılarını açıyor. Samsung tarafından Ağustos 2014’te satın alınmasından bu yana 20.000+ kişilik geliştirici topluluğu ile üç kat büyüyen SmartThings, kısa zamanda en büyük uyumlu cihaz ekosistemlerinden biri haline geldi. Tüm bu mobil trendlerin temelinde en rekabetçi ve iddialı olduğumuz nokta ürettiğimiz her cihazın birbirine bağlı, kolayca yönetilebilir ve son derece güvenli olmasıdır.” (Murat Yıldız)