Epson EMEA Bölgesi Satış Direktörü Jason McMillan: “Atık üretimi için daha temiz bir teknoloji olan mürekkep püskürtmeli baskı, gerekli servis parça sayısının çok daha az olması nedeniyle lazer baskıdan önemli ölçüde daha avantajlı.”
Yıllardır pazarda kurumsal yazıcı dendiğinde akla lazer yazıcılar geliyordu. Şimdi hem çevresel faktörler hem de daha uygun maliyetlerle kaliteli çıktı almak isteyen şirketler mürekkep tabanlı yazıcılara geçiş yapıyor. Bu dönemde Epson, tüm yazıcı gamını değiştirdiğini duyurarak artık lazer yazıcı üretmeyeceğini açıkladı. Biz de Epson EMEA Bölgesi Satış Direktörü Jason McMillan’a, bu değişimin sebeplerini ve gelecek stratejilerini sorduk…
Geçtiğimiz seneye baktığımızda, Epson 2022’de nasıl bir performans gösterdi? Pazar payında nasıl bir dönüşüm yaşadınız?
Epson’un pazar payındaki büyüme geçtiğimiz dönemde de artarak devam ediyor. Daha geniş bir çerçevede ele almak gerekirse, Epson’un devam eden büyümesi büyük ölçüde EcoTank tüketici yazıcılarımıza yönelik devam eden talebin artması ile gerçekleşti. Bunun yanı sıra, bir dizi yeni Micro Pietso ısısız çözümlerin piyasaya sürülmesiyle, pazardaki hareketlenmenin devam ettiğini görüyoruz. Biz özellikle bu ürün yelpazesini de genişletmeye devam ettik ve tüketicilerin bu alana yönelik taleplerinin de yoğunlaştığını görüyoruz. Elbette bundan COVID döneminden çıkışımızın da etkisini görmek mümkün. Özellikle daralan pazarda eğitim sektöründeki geri dönüşlerle birlikte hem yazıcı hem de projeksiyon pazarında hızlı bir yükseliş trendi yaşanmaya başladı. Hibrit eğitime geçilmesi ile birlikte projeksiyon çözümleri tarafında muazzam bir büyüme yaşandığını söyleyebiliriz.
Pandemi, özellikle yazıcı pazarında dinamikleri çok değiştirdi. Buradaki değişim devam ediyor mu?
Pandemi boyunca gördüğümüz şeyin aslında sadece evde değil, iş dünyasında da müşterilerin daha az etkileşim gerektiren ve gerektirmeyen teknolojiler araması olduğuna inanıyorum. Yani evde veya ofiste kullanılacak ürünlerin dayanımlarını arttırma en büyük hedef oldu. Dolayısıyla tüketiciler mürekkep kartuşu satın almak veya sürekli sipariş etmek istemediler. Tank ile kartuşu karşılaştırırken, alıcı için bariz olarak fayda tanktan yanaydı. Öncelikle tanklı yazıcılar sayesinde maliyetlerini azaltmanın mümkün olduğunu gördüler. Satın aldıkları yazıcının içinden 3 yıllık mürekkep çıkıyordu ve kısa vadede kartuş aramak zorunda kalmıyorlardı. Diğer önemli husus, mürekkepli yazıcılar, diğer rakip teknolojilere nazaran daha az hareketli bileşene sahip. Sonuç olarak, bu durum servis ihtiyacını önemli ölçüde azaltıyor.
Hem tüketici tarafında hem de iş dünyasında bu faydaların özellikle pandemi döneminde çok daha fazla anlaşıldığını gördük. Daha temiz, daha sürdürülebilir ofis teknolojilerine olan talep hızla artarken, Epson olarak baskı sürdürülebilirliği açısından inkjet teknolojisi ve tank tabanlı baskının kesinlikle ileriye giden yol olduğunu düşünüyoruz. Mürekkep, atık üretimi açısından da önemli ölçüde daha temiz bir teknolojidir. Mürekkep püskürtmeli baskı, lazer baskıdan önemli ölçüde daha ucuzdur çünkü gerekli servis parçalarının sayısı çok daha azdır. Ayrıca bir mürekkep püskürtmeli yazıcıdan CO2 emisyonu da yok çünkü ısı üretmiyor. Teknolojimiz tamamen ısıdan arındırılmış olduğu için sayfayı yazdırırken hiçbir ısı oluşmuyor.
Sektörde şu anda bu yönde bir dönüşüm gözlemliyor musunuz?
Geçen yıl Şarm El Şeyh’te düzenlenen COP 27 İklim Zirvesi’ne katıldık ve sürdürülebilirlik açısından Epson’un 2050 yılına kadar karbon negatif olacağını duyurduk. Karbon sıfır değil, karbon negatife doğru yolculuk ediyoruz. Epson tüm süreçlerinde tamamen yeraltı kaynaklarından arınmış olacağına dair güçlü bir taahhütte bulundu. Bu, bence pazardaki en güçlü açıklamalardan biriydi. Bunu yapabilmek için de çok sayıda yeni teknolojinin yaratılması gerekiyor. Bu hedef doğrultusunda, yani karbon negatif hedefindeki teknolojilerin geliştirilmesi için 770 milyon euro daha bütçe ayırdık. Bu vizyonla geliştirdiğimiz ürünlerimiz var. Kağıt geri dönüşüm makinesi, bunlardan biri. Lazer veya mürekkep püskürtmeli yazıcıda yazdırılan bir basılı medya, kağıt laboratuvar kutusuna yerleştiriliyor. Mekanik bir titreşim işlemi kağıdı titreştiriyor, böylece kağıt liflere ayrılıyor. Makine, basılı olmayan medyada ise mürekkepli kısımları kağıttan çıkarıyor. Sonra bu elyafı tekrar yeni bir kağıt parçasına dönüştürüyor. Bu devrim niteliğinde bir teknoloji. Özellikle de belgelerin %100 gizliliğini isteyen hükümetler için son derece değerli. Dolayısıyla, sürdürülebilirliğin geleceğinin bu olduğuna inanıyoruz.
Orta Doğu ve Türkiye pazarı için stratejiniz nedir?
Orta Doğu ve Türkiye için stratejimiz, lazerden mürekkebe geçişin arkasındaki mesajı iletmeye devam etmek. Burada iki odağımız var. Birincisi, müşterilerin kartuş tabanlı baskıdan tank tabanlı baskıya ve lazerden tanka dönüşümü. Bu geçiş, tüketici düzeyinde gerçekleşecek. Müşterileri bilinçlendirmek için çalışmalarımızı sık sık duyurmaya devam edeceğiz. İkincisi de elbette hibrit eğitim. Projeksiyon ve ultra kısa mesafeli projektörlerimizin bulunduğu hibrit eğitim alanında ilerlemeye devam edeceğiz. Örneğin, doküman kameramızla projektörümüz entegre olabiliyor. Bu da öğrenciler için hem uzaktan eğitim hem de sınıf içi eğitim deneyimi açısından gerçekten interaktif bir ortam sağlıyor. Projektörün bir avantajı da ultra mobil olması. Panel teknolojisi yerine projeksiyon teknolojisini benimseyen bölgedeki birçok eğitim bakanlığıyla entegre çalışıyoruz. Duvara yapıştırılmış 80 inçlik bir panel ile yapamayacağınız kadar kolay bir şekilde projektörü sınıftan sınıfa taşıyabilirsiniz. Aynı şekilde, artık projektörlerde lazer motorlarımız var ve üç LCD teknolojimiz parmakla dokunma ile çok parlak bir görüntü sunmamızı sağlıyor.
Öte yandan, giysi baskı cihazımız Monna Lisa’yı da kullanıcılarla buluşturacağız. Bildiğiniz gibi, giysinin nasıl olduğunu görmek için deneme parçalarının üretilmesi nedeniyle her gün çok sayıda kumaş çöpe atılıyor. Dolayısıyla, tasarımcılar için yapılan kısa süreli kumaş üretiminin artık mürekkep bazlı bir baskı cihazıyla ve ultra yüksek hızda yapılması, sürdürülebilirlik açısından çok kritik.
Etiket baskı çözümlerimizi de Türkiye pazarına geri getirmeyi hedefliyoruz. Özellikle endüstriyel tarafta daha aktif olmaya devam edeceğiz. Güçlü bir pazar payına sahip olduğumuz bir diğer alan da ticari baskı. Yakın zamanda dakikada 40 sayfa, 50 sayfa ve 60 sayfa baskı yapabilen AM-C cihazımızı tanıttık. İş baskısının ana akım segmentine hitap eden ve herhangi bir belge yönetimi çözümüne entegre olabilen bu cihazları, iş baskısındaki portföyümüze daha da yerleştirmek istiyoruz.