Akıllı tahtanın artık tek başına akıllı teknolojiyi işaret etmediğini söyleyen ViewSonic Türkiye Ülke Müdürü M. Önder Şengür, buradaki donanımları, yazılım ve içeriklerle birlikte destekleyerek sistemi “akıllandırmak” gerektiğine dikkat çekti ve ekledi: “ViewSonic’in ‘dijital bir sınıf ortamı sunan’ myViewBoard teknolojisinde, donanım-yazılım-içerik ayaklarını birleştirerek en iyi eğitim teknolojisi çözümlerini sunuyoruz.”
ViewSonic açısından 2022 yılı nasıl geçti, hangi ürün gruplarına daha fazla odaklandınız?
Hepimizin bildiği gibi, 2020 yılında global olarak yaşanan pandemi neticesinde, tüm dünyada teknoloji ürünlerine ciddi oranlarda artan bir talep oluşmuştu. Bu hareketlilik özellikle “Masaüstü PC”, “Notebook” ve en önemli çevre birimi bileşenlerinden “Monitör” gibi ürün gruplarında çok daha yoğundu ve 2020 yılında pandemi kaynaklı üretimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2021 yılında da aynı ivme ile devam etti. Bilişim sektörü olarak, ticari açıdan bakarsak şanslı sektörler arasındaydık diyebilirim. 2022 yılında ise özellikle tüketici tarafında consumer ürünlerinde talebin biraz daha daraldığını, hatta genel olarak pazarda bir doygunluk seviyesine ulaşıldığını söyleyebiliriz. Ancak kurumsal tarafta firmalar ve kamu kurumları, yatırımlara devam ediyor.
İlgili segmentte çözümler sunduğumuz projeksiyon, interaktif ve endüstriyel büyük formatlı ekranlar ile kurumsal masaüstü monitör ürün gruplarında, 2022 yılbaşında belirlediğimiz satış hedeflerini, ilk 9 aylık dönemin sonunda yakaladığımızı belirtebilirim. En büyük gelişim ise eğitim alanında 2017 yılından beri yatırım yaptığımız “myViewBoard Ekosistemi” içindeki eğitim uygulamalarımız ve interaktif ekran gibi donanım çözümlerimizde oldu. Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumları tarafından bu çözümlerimizin tercih edilmesi, markamız ve tüm ekibimiz adına 2022 yılında büyük heyecan ve gurur duyduğumuz bir başarı hikayesi oluşturdu.
ViewSonic’in güçlü olduğu projeksiyon cihazı pazarında durum nedir? Bu pazar hızlanıyor mu, düşüyor mu? Değişimin sebepleri nedir?
Evet belirttiğiniz gibi, 10 yıl önce yıllık 150 bin adet civarında seyreden Türkiye projeksiyon pazarı, yaklaşık olarak yüzde 80 oranında küçülerek 30 bin adetlerin altına geriledi. Türkiye özelinde aslında en büyük müşteri kitlesini oluşturan devlete bağlı eğitim kurumlarının, Fatih Projesi kapsamında bugüne kadar yaklaşık 522 bin adet interaktif ekranı (Akıllı Tahta) konumlandırması, Türkiye projeksiyon pazarındaki düşüşün en büyük sebebiydi. Global olarak bu kadar dramatik bir düşüş olmadı aslında; en büyük düşüş, pandemi nedeniyle kurumsal şirketlerin kapanması ve üretimde yavaşlama olması nedeniyle 2020 yılında yüzde 25 civarında gerçekleşti.
Pandemi bitiminde global pazar tekrar eski günlerine ve hızına kavuştu diyebiliriz. Aslında bu pazarda en büyük değişim hem kurumsal hem de bireysel tüketici tarafında, geleneksel lambalı projeksiyon cihazlarından, ışık kaynağı LED veya Laser olan, daha iyi renk seçeneği ve lamba gibi sarf gideri olmayan mobil ve kurumsal projeksiyonlara yönelim olarak gerçekleşti. Hatta bu yönde birçok üretici, ürün gamına bahsi geçen çözümleri son birkaç yıl içinde eklemek zorunda kaldılar.
ViewSonic olarak, bizler bu geçişi rakiplerimize nazaran çok daha erken bir seviyede, 2016 yılı içinde planladık ve LED ışık kaynağı kullanan kurumsal ve bireysel tüketici ürünlerine ciddi bir yatırım yaparak sektörde öncü olarak nitelendirilen çözümleri pazara sunduk. Ürün ailemizin epey genişlemesi ile önce Avrupa’da, son 2 yıl içinde de global pazarda LED ürün gamında lider duruma yükseldik. Türkiye’de de 2019 ve 2020 yıllarının ardından, 2022 yılını da pazar lideri marka olarak tamamlayacağımızı öngörüyorum.
Kurumsal tarafta yenilikçi ürünler sundunuz. WorkPro serisi şirketlere nasıl fayda sağlıyor?
Günümüz iş hayatı hibrit bir form alınca, teknoloji de buna uygun olarak yeniden tasarlanıyor. Artık iş hayatı ofislerle sınırlı değil. Evler, kafeler, kısaca her yer birer ofise dönüşebiliyor. Aslında bu durum pandemiden de önce başlamıştı, pandeminin bunu hızlandırdığını söyleyebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada hareket halindeyken kullanılabilir; daha ergonomik, daha hafif, çevreye duyarlı ve iş akışının verimliliğini optimize eden ürünler tercih ediliyor. Biz de biri Silikon Vadisi’nde diğeri ise Tayvan’da olan iki Ar-Ge merkezimizde iş dünyasının bu ihtiyaçlarına yönelik ürünler geliştiriyor ve tasarlıyoruz.
En son çıkardığımız WorkPro monitör serimiz, iş dünyasının yeni çalışma koşulları göz önüne alınarak geliştirildi. Bahsettiğim tüm özellikleri bünyesinde barındırması nedeniyle büyük ilgi ve beğeniyle karşılandı bu yeni ürünlerimiz. Biz de bu ilgiden son derece memnunuz. Çok sayıda ödül kazandık bu serimizle. Ona bu ödülleri getiren ise hem tasarımı ve kullanım kolaylığı hem de ekran ve görüntü kalitesi.
WorkPro monitör serisinde birçok farklı ihtiyaca göre şekillenmiş ürünümüz yer alıyor. Serinin ortak özelliklerine baktığımızda; ergonomik, yüksek ekran performansına ve çerçevesiz tasarıma sahip olmasının yanı sıra Ethernet ve USB-C bağlantısıyla da kablo karmaşasına son vermesi var. Ayrıca ofis dışında, hibrit çalışma modeliyle uzaktan çalışanlar için tasarlanan taşınabilir monitörlerimiz mevcut. Dokunmatik ve dokunmatik olmayan modeller de sunuyoruz WorkPro ailesinde.
WorkPro serimizde aslında her kullanıcıya uygun bir monitör seçeneği bulunuyor. Çünkü biliyorsunuz herkesin çalışma koşulları ve talepleri farklı. Kimi kullanıcılar yanlarında taşınabilir 16” dokunmatik bir model ararken, kimileri işleri gereği renkleri en doğru şekilde görmek durumunda; burada Pantone onaylı ya da farklı renk gamutlarını destekleyen modeller aranıyor. Kimileri ise 34” ultra geniş açılı ve yüksek çözünürlüklü çözümler arıyor. Biz de ViewSonic olarak WorkPro ailemizle tüm taleplere cevap veren bir ürün gamı geliştirdik.
Eğitim sektöründe güçlü taraflarınız var, burada nasıl çözümler sunuyorsunuz?
ViewSonic olarak geliştirdiğimiz teknolojilerle, eğitimi her an her yerde ulaşılabilir kılmayı, özgür ve demokratik bir eğitim ortamı yaratmayı hedefliyoruz. ViewSonic, interaktif ekran pazarında yüzde 44’lük pay ile Amerika’da birinci, dünyada üçüncü, Türkiye’de ise ikinci sırada yer alıyor. Biz bir ekran üreticisinin ötesinde, iş dünyasının yanı sıra çok önem verdiğimizi eğitim teknolojileri alanında da sürekli yeni çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
2017’de ortak çalışmayı destekleyen ve etkileşimli ekranlardan oluşan ViewBoard ürün ailesini, 2018’de ise eğitim amaçlı bir yazılım olarak geliştirilen myViewBoard ekosistemini pazara sunduk. Artık tek başına bir interaktif ekran ya da yaygın adıyla akıllı tahta, akıllı teknolojiyi işaret etmiyor. Bu donanımları, yazılım ve içeriklerle birlikte destekleyerek sistemi “akıllandırmak” gerekiyor. Bu yaklaşımla ViewSonic’in “dijital bir sınıf ortamı sunan” myViewBoard teknolojisinde, donanım-yazılım-içerik ayakları birleştirildi. Kolay kullanımı ve ViewSonic’in olsun ya da olmasın tüm monitör ve projeksiyonlarla uyumlu çalışabilmesi sayesinde şu anda dünya genelinde 5 milyondan fazla öğretmen tarafından tercih ediliyor.
myViewBoard ekosisteminine ait araçlar sayesinde fiziksel ve sanal sınıflar arasında geçiş yapılabiliyor. Bunu yaparken de her türlü altyapıya ve teknolojiye uyum sağlayabiliyor. Bu araçlar 6 alanda toplanıyor; öğretmenlerin çok kolay ve etkili dijital içerikler hazırlayabilecekleri WhiteBoard, canlı ve interaktif ders ortamı sunan Classroom, video ve görsel içerik havuzu Clips, hazırlanan içeriğe lokasyon bağımsız ulaşma imkanı sunan Display, sınıflarda yer alan birden fazla ekranı ve içeriği yönetmeyi sağlayan Manager ve interaktif bir ortam yaratan, öğretmenlerin Cloud hesapları ile oturum açabildiği, ekrana içerik gönderebildiği, öğrencilerin sorularını anlık olarak cevaplayabileceği, anket ve sınav gibi uygulamalara katılım imkanı sunan mobil cihazlarla uyumlu Companion.
Viewsonic olarak hem öğrenci hem de eğitimci için en efektif eğitim ekosistemi sunmaya çalışıyoruz. Eğitim teknolojisi dünyasında bir ilk olan ve öğretmene asistanlık yapan “myViewBoard Sens” sayesinde öğretmenler, ders içerikleri ve ders anlatma performansı gibi konularda kendilerini değerlendirme şansı buluyor. Öğrencilerin dersteki duyusal reaksiyonlarını dahili sensörleri vasıtasıyla ölçen bu cihaz, öğretmene veriler de sunuyor. Sens, öğrencinin hangi dakikada nasıl tepkiler (mutlu-sıkılmış-hareketli vb.) verdiğinin yanı sıra ses ve ısı gibi çevresel faktörleri de ölçümleyerek nesnel bir geri bildirim raporu veriyor.
Özellikle pandemide myViewBoard ekosistemiyle dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de hibrit eğitimde yaşanan birçok sıkıntıya çözüm getirdik. Türkiye’de eğitimin uzaktan yapılma kararı sonrasında myViewBoard’u tüm eğitim kurumlarına ücretsiz kullanıma açtık. Gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle de birçok ücretli uygulamayı myViewBoard’da bedelsiz kullanma olanağı sağlıyoruz. Eğitim içeriğini desteklemek amacıyla kullanılan 3D görüntü havuzu Sketchfab da bunlardan biri. K12’den üniversitelere kadar birçok eğitim kurumunda içeriklerle birlikte sunulan 3D görsellere kolaylıkla ulaşılabiliyor bu sayede. YouTube ile de anlaşmamız var çünkü öğretmenlerin birçoğu başvuru kaynağı olarak YouTube’u kullanıyor. Bu anlaşmayla, yetişkin içerikten ve reklamdan arındırılmış videolar sınıfta güvenle paylaşılabiliyor ve öğrenciler ders dışında da bu videolardan yararlanabiliyor. Ayrıca myViewBoard Clips platformu üzerinden, öğretmenlere ilgi çekici içerikler hazırlama fırsatı veren web tabanlı bir uygulama olan BoClips’i de ücretsiz olarak kullanabiliyorlar.
Klasik eğitim yöntemlerinin yakın gelecekte hibrit şekillerde gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Hibrit modelde de yeni teknolojilerden klasik yöntemlerle birlikte faydalanılacak. Bu yeni dönemde myViewBoard’un deneyimiyle öne çıkacağını, örgün ve uzaktan eğitim arasında mükemmel bir denge oluşturacağını düşünüyoruz.
Geleceğe baktığınızda monitör pazarında şirketlerin ihtiyaçları nasıl dönüşüyor? En çok hangi ürün gruplarına ilgi artıyor?
Aslında birçok firma ve insan kaynakları departmanı; çalışan güvenliği, konforu ve sağlığı noktasında kendi bünyelerinde çalışma koşullarını iyileştirecek programlar için zaman ve kaynak harcıyor. Geçmişte pek alışık olmadığımız ancak güzel bir gelişme olarak nitelendirebilirim bunu. Bununla paralel olarak artık kurumlar satınalma kriterlerinde “en uygun fiyatlı ürün” yerine çalışan sağlığı, mutluluğu ve konforunu ön plana çıkaran ergonomik ürünlere yöneliyorlar. Bu durum ise özellikle kurumsal monitör grupları için önemli bir talep yarattı diyebiliriz. Bununla birlikte “taşınabilir monitör” kavramı da birkaç yıl önce hayatımıza girdi ve tüketiciler tarafında benzer ürünlerin kullanımına yönelik talebin giderek artacağını öngörüyoruz. Daha önce sadece tasarım, video ya da fotoğraf sanatıyla uğraşan profesyonellerin öncelikli kullanım tercihi olan renk doğruluğu sınıfındaki profesyonel monitörler ise artık vlogger gibi sosyal medya üzerinde aktif içerik üreten bireysel kullanıcıların, firmaların da tercihi olmaya başladı. İlgili ürün grubuna olan talebin ivme kazanacağını öngörüyoruz. Yine daha büyük ebatlı ekranlara olan ilgi ve talebin de gelecekte bilgisayar üzerinde aktif kullanılan uygulama sayısının da artmasıyla birlikte hem kurumlar hemde bireysel kullanıcılar için popülaritesini koruyacağını ve ilgili pazarın genişleyeceğini belirtmemiz gerekiyor.