Havacılık ve savunma sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Rolls-Royce, IFS ile geleceğin akıllı motorunu geliştirdi.
Havacılık sektörü, son birkaç yıldır kestirimci bakım süreçlerinde büyük bir değişim yaşıyor. Rolls-Royce, müşterilerine daha üst düzey uçak kullanılabilirliği sağlamak amacıyla çözümlerinde veri bilimini uygulayarak ürün ve hizmetlerinde mühendislik standartlarını zorlamaya devam ediyor.
Zorluklar ve İhtiyaçlar
Plansız bakımlar, uçakların gecikmelerinin en büyük nedenleri arasında yer alıyor. Rolls-Royce’un en önemli misyonu; motorlu her uçağın her seferinde yüzde 100’e yakın bir kullanılabilirlikle zamanında uçması. Bu nedenle, kestirimci bakım Rolls-Royce açısından büyük önem taşıyor ve şirket plansız bakım gerektirecek durumların önüne geçmek için çalışmalar yürütüyor. Ancak arızaların önceden belirlenmesi ve giderilmesi oldukça karmaşık bir yapı gerektiriyor. IFS, en son teknolojilerle güçlenen çözümleriyle Rolls-Royce ’un bu zorlukların üstesinden gelmesini sağlıyor.
Çözüm
1990’lı yıllardan bu yana motor bileşenlerinin verilerini analiz etmede uzmanlaşmış IFS Maintenix uzmanları, Rolls-Royce’un ürettiği motorlarda bulunan sınırlı ömre sahip her bir bileşen için üretimden operasyona ve bakıma kadar tüm yaşam döngüsü boyunca kestirimci bakımı destekleyen Rolls-Royce’un Blue Data Thread girişiminin oluşturulmasında büyük rol oynadı.
Blue Data Thread programı, Rolls-Royce uçak motorlarının geleceği için daha geniş bir vizyona katkıda bulunuyor. Blue Data Thread kapsamında oluşturulan IntelligentEngine, dijital ikizleri kullanarak fiziksel ve dijital dünyaları birleştiriyor ve kullanılabilirliğin artırılması ve beklenmedik bakımların en aza indirilmesi için veriye dayalı kararlar alınabilmesine olanak tanıyor. IntelligentEngine, aynı zamanda Rolls-Royce’un havacılığın uzun vadede başarısı için elektrik enerjisi gibi yeni güç kaynaklarına ve toplumun geleceği için önemli olan yeniliklere odaklanmasını sağlıyor.
Rolls-Royce’un Blue Data Thread girişimi, iki yönlü bir veri hareketine sahip olmasıyla diğer kestirimci bakım girişimlerinden farklılaşıyor. Girişimde, başta motor durumunu izleme ve havayolu bakım yönetim sistemlerinden gelen bilgiler, bağlamsal gerçek zamanlı motor uçuş durumu ve Rolls-Royce’un motor tesisleri olmak üzere birçok kaynaktan veri toplanıyor. IFS’in en yüksek düzeyde fark yarattığı nokta da burada yoğunlaşıyor. IFS Maintenix, Rolls-Royce’un motor parçalarına yeniden hayat vermesi için kritik olan verilerin paylaşımını otomatikleştiriyor ve aynı zamanda havayolları ve Rolls-Royce’un iş birliği yapmasına ve motorların durumu hakkında çok daha fazla bilgi paylaşımına olanak tanıyor. Örneğin, hangi motor parçalarının kontrol edildiği ya da değiştirildiği ve diğer uçak sistemlerini etkileyip etkilemediği gibi bilgiler alınabiliyor. Bu iki yönlü veri akışı, daha iyi bir dijital ikiz oluşturulmasını ve fiziksel parça kullanımını kolaylaştırıyor.
Sonuç
IntelligentEngine ve Blue Data Thread girişimleri, havayollarının genel motor performansını artırırken maliyetlerin azaltılmasına büyük katkıda bulundu. En önemlisi, kestirimci bakım faaliyetleri günlük süreçlerde herhangi bir olumsuz etkiye yol açmadı. İlk sonuçlara göre motorların ve motor bileşenlerinin ömrünün uzatılmasında büyük bir ilerleme kaydedildi. Motorun ilk sökülmesine kadar geçen süre yüzde 48 oranında bir artış gösterdi.
Rolls-Royce Dijital Sistemler Başkan Yardımcısı Nick Ward, “Yüksek miktarda veri alışverişi, izleme ve kestirimci bakımda çığır açtık. O kadar çok motor bileşeni ve ayrıntıları dinamik bir şekilde izleniyor ki, geleneksel önleyici bakım yaklaşımlarını tamamen geride bıraktı. Çoğu arıza daha meydana gelme olasılığı dahi olmadan planlı bakım döngülerinden çok önce tespit ediliyor. Sıfır yanlış tahmin ve yüzde 100 başarı hedefiyle analitik stratejimize son derece güveniyoruz” diyor.
Bakımların daha etkili bir şekilde yapılması aynı zamanda sürdürülebilirliğe yönelik faydaları da beraberinde getiriyor. Havacılık sektörü daha yeşil bir geleceğe doğru ilerlerken, dijitalleşme ve kestirimci bakım bu yolculukta büyük önem taşıyor. Hem IFS’in hem de Rolls-Royce’un uzun vadeli iş planlarının önemli bir parçası olarak güçlü sürdürülebilirlik taahhütlerini yerine getirmelerine yardımcı oluyor. Bakım, parça değişimi ve revizyon ihtiyacını azaltarak üretimde enerji ve kaynak kullanımını azaltıyor ve lojistikle ilgili emisyon ayak izini en aza indiriyor.
