Teleperformance Türkiye, Bilişim 500 Araştırması’nda “Hizmet İhracatı”nda zirveye oturdu

Teleperformance Türkiye, Bilişim 500’de 2 katın üzerinde büyüme ile yılın "Hizmet İhracatı” kategorisinde birinci oldu.

Çağrı Merkezleri Derneği’nin 2020 yılı araştırmasına göre; Türkiye’den yurt dışına 10 binden fazla müşteri temsilcisiyle hizmet veriliyor ve verilen bu hizmetlerde ilk sırayı yüzde 80 ile Almanca alıyor.  Onu Avusturya, Hollanda, Rusya, İsviçre, İngiltere, Ürdün, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Portekiz takip ediyor.

Teleperformance Türkiye hem teknoloji, e-ticaret, tüketici elektroniği, turizm ve konaklama, medya ve eğlence, enerji gibi sektörlerde dünya lideri olan global markalara, hem de Türkiye’den yurtdışına açılmış ve büyüme grafikleri gün geçtikçe artan teknoloji, hızlı teslimat, perakende, havayolları ve fintech markalarına, Türkiye’den 20 farklı dilde hizmeti 2.000’in üzerinde etkileşim uzmanı ile sunuyor. Hizmet verdiği diller arasında en büyük hacimle ilk sırada Almanca, hemen arkasından Felemenkçe, İngilizce, Arapça, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce geliyor. Bu dillerin yanı sıra dil yetkinliği yüksek ve müşteri deneyimi odaklı etkileşim uzmanı profillerinin daha zor bulunduğu Çince, Japonca, Korece gibi diller de şirketin portföyünde yer alıyor.

Teleperformance Türkiye CEO’su Tülay Doğrular, “Bu performansımızla bu alanda 2021 yılını 2 katın üzerinde büyüme ile kapattık ve Türkiye’de yabancı dil müşteri hizmetleri pazarının lideri durumuna geldik. Diğer yandan bu yıl Bilişim 500 şirketleri arasında yılın “Hizmet İhracatı Kategorisinde” 100 firma arasında ilk sırada yer aldık. Birlikte çalıştığımız lokal ve global markaların bize, teknolojimize ve ekiplerimize olan güveni ile gururlanıyoruz ve yabancı dildeki hizmetlerde yatırım yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

Küresel iş gücünün avantajıyla yakın kıyı ve deniz aşırı çözüm sunma becerisi

Teleperformance Türkiye’yi çok dilli hizmet sunan müşteri deneyim merkezleri içinde lider yapan özelliklerinin başında 88 ülkede standartlaştırdığı güçlü teknolojik altyapısı, ileri güvenlik prosedürleri, farklı sektör uzmanlığı, küresel iş gücü ve uzaktan çalışma modeliyle, müşterilerinin ihtiyacı olan hizmetleri ihtiyaçlarına ve tercihlerine en uygun yerel, yakın kıyı ve deniz aşırı çözümlerle entegre ederek sunma becerisi geliyor. Teleperformance küresel yaygınlığı ve liderliği sayesinde markaların ihtiyacı olan herhangi bir dilde hızlı büyüme taleplerini ve operasyonel süreçlerini farklı ülkelerdeki lokasyonlarından destek alarak Türkiye’deki merkezi tarafından aynı uzman ekiplerle yönetebiliyor. Evden çalışma ortamını çok daha verimli hale getirmek üzere tasarlanan “Teleperformance Cloud Campus” çözümü, tüm sektörlerde dünyanın her yerinden aynı standartlarla kullanılabiliyor. Bu çözümle ekip oluşturma, müşterilerle etkileşim, kalite kontrolü ve veri güvenliği yönetimi gibi birçok süreç bulut üzerinden yürütülüyor. Markaların PCI DSS sertifikasına sahip, Cloud Campus Hub adı verilen merkezler üzerinden Teleperformance ekipleri ile istedikleri anda etkileşim kurabildikleri bu çözüm; yüksek temsilci performansı, gelişmiş veri güvenliği ve dünyanın her yerinden kullanılabilme esnekliği gibi özellikleri sayesinde müşterilerimize büyük değer katıyor.

Daha büyük bir değer yaratmayı planlıyoruz

Çok dilli merkezlerle yetenek havuzunu genişletmek, merkezileştirilmiş operasyonlarla tutarlılığı sağlamak, kapsamlı güvenlik politikaları ve uygulamalarıyla uçtan uca veri güvenliğini üst düzeyde tutmak mümkün oluyor. Ayrıca çok dilli merkezler, en iyi müşteri deneyimini yaşatmak için doğru konum, maliyet ve verimlilik dengesini sağlayarak bütçeleri optimize etmeyi kolaylaştırıyor.

Tülay Doğrular, “Türkiye’nin de bir parçası olduğu çok dilli merkezlerde, bir müşterinin ana dilinde standartlaştırılmış ve yüksek kaliteli deneyimleri en doğru hizmet ağıyla ve daha uygun maliyetli bir yapıda sunan Teleperformance Türkiye, böylelikle her müşterisinin kendini evinde hissetmesini sağlıyor, ortaya koyduğu hizmetle ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunuyor, hizmet ihracatını artırmasını sağlıyor. Özellikle son birkaç yıldır, yurtdışına açılan ve başarıyla büyüyen Türk markalarının sayısındaki artışla da paralel olarak, Türkiye’nin bu alanda çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz. 2022 stratejimizin bir parçası olarak hem global markaların, hem de yurtdışına açılmak ve global arenada büyümek isteyen Türkiye’nin değerli markalarının müşteri deneyimlerini geliştirebilmeleri için destek olmaya, dünya çapında ödüllü araştırma merkezimiz CX LAB’in sunduğu verilerle ışık tutmaya ve en doğru stratejileri insan odağı ve teknolojiden güç alarak konumlamaya yatırım yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu