Bulut, işletmeleri IT hizmetlerinin sağlanmasıyla bağlantılı tüm maliyetleri çok daha kapsamlı olarak incelemeye zorluyor.
Birçoğu bulut ekonomisini işletme giderleri karşısında sermaye giderleri meselesi olarak görüyor; ya da daha basitçe kiralama maliyetine karşın satın alma maliyeti. Aslında konu biraz daha karışık. Bulut, işletmeleri IT hizmetlerinin sağlanmasıyla bağlantılı tüm maliyetleri çok daha kapsamlı olarak incelemeye zorluyor. Bulut bilişim ekonomisi hakkında sayısız söz söylendi. Slogan kiralamak mı yoksa satın almak mı’nın kısaltılması olarak “OpEx karşın CapEx” olarak özetlendi. Konu üzerinde bitmek bilmeyen tartışmalar süregeldi. İhtilafın önemli bir kısmı bulut sağlayıcısı tarafından sunulan kullanım bazında ödemeli kaynakların mı yoksa uzun vadede kullanıcı organizasyonun sahip olduğu satın alınmış varlıkların mı daha ucuz olduğu etrafında dönüyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi kimin hangisine bağlı kalacağı genellikle genel bulut bilişim mi yoksa yerinde altyapıyı mı kullandıklarıyla aynı hizada. Aynı zamanda asıl önemli olan konunun bulut bilişim ekonomisinin değil de çevikliği olduğunu iddia eden üçüncü bir argüman daha mevcut.
Açıkçası son pozisyon her zaman savunulmaz olarak görünüyor. Meselenin aslı çevikliğin hangi fiyatla geldiği. Eğer çeviklik çok pahalı olursa hiç kimse ondan yararlanmayacaktır. Nihayetinde bunu sürdürmek kolay, gerçekten; o üst sınıf bir otomobilin rahatlığı gibi. Bu, çoğumuzun üst sınıf bir Mercedes konforu yerine daha az konfor sunan ama aylık ödemeleri daha makul bir aracı tercih etmemiz gibi.
Her bir maliyeti bilmelisiniz
Makul fiyatlı çeviklik, bulut bilişimin gerçek cazibesi. Diğer taraftan OpEx-CapEx tartışması bulut bilişimin getirdiği IT ekonomisi içindeki gerçek devrimi yakalamada başarısız oluyor: “Kullandıkça öde” modeli IT kaynaklarının gerçek maliyetlerini anlamaya zorluyor. Bunun nedeni de kullandıkça öde modelinin üç şeyi gerektirmesi:
Şeffaflık. Amazon Web Services için taleplerinizi söyleyin ama o fiyatlarını doğrudan kendi web sitesi üzerine gönderiyor. Bu, küçük ve daha güçsüz olan müşterilerden daha yüksek marj elde etmek için kullanılan bir bilgi avantajına alışkın rakiplerini rahatsız ediyor.
Bu, IT organizasyonlarının bakış açısından ürün sunumlarını ayrıştırma ve daha küçük kaynak sunumu sağlama baskısı olduğu anlamına geliyor. Her durumda AWS’nin öne çıkardığı şey, uzun tartışmalar veya müzakerelere gerek olmaksızın bir şeyin maliyetinin kolayca bulunması gerektiği beklentisi.
Ölçüm. Fiyat kontrolü bir kez oluşturulduktan sonra, kullanıcılar diğer sunumlarla onu karşılaştıracak. Bu, pozitif bir bakış açısından diğer sağlayıcıların neyi karşılamaları gerektiğini anlamalarını sağlıyor. Negatif bakış açısında ise bu, rakipler için gereksinimleri karşılamada rekabet baskısı yaratıyor.
Yayılıma hazırlık. Birçok IT organizasyonu özel bulutlar yaratarak ve genel bulutla karşılaştırılabilir fiyatları içeride sağlanan kaynaklara atayarak AWS ekonomilerine karşılık veriyor. Diğer taraftan aynı dahili veri merkezlerinde eski uygulamaları çalıştıran kullanıcıların kaçınılmaz olarak kısa sürede aynı şeffaflık ve maliyet rekabet gücünü talep edeceğini fark etmek için kahin olmaya lüzum yok. Bununla beraber bulutta olmayan kaynakların özel bir bulut tarafından sunulan aynı maliyetlerle dağıtılması için baskı ortaya çıkacak.
Diğer bir ifadeyle, birçok IT organizasyonu söz gelimi saat başına 10$’a sunulan sanal bir makinenin gerçekten 10$’a veya daha düşüğe mal olup olmadığını bilmeksizin özel bulut fiyat sunumlarını rekabetçi fiyatlarla sunuyor. Özel bulutun toplam maliyeti IT’nin toplam bütçesiyle karşılaştırıldığında çok küçük olduğundan olası maliyet verimsizliklerini göz ardı ederek yapıyor bunu. Ancak tüm kullanıcılar aynı şeffaflık ve fiyatları talep ettiğinde, gerçek bulut bilgi işlem maliyetlerinin anlaşılması ve var olan benchmark’ları karşılamak üzere hazırlanmak için saklanılabilecek bir yer bulunmuyor.
IT ekonomi maliyetlerin ölçülmesi
Eğer siz şeffaf, ölçülen ve yaygın ekonomili bu yeni dünyayla yüzleşen bir IT organizasyonu iseniz alakanızı kaybetmemek için ne yapmalısınız? Bunun için dört öneri sunuyoruz:
Ekonomilerinizi anlayın
Bulut bilişim döneminde beş yıl geçmesine rağmen çoğu IT organizasyonu kaynaklarını dağıtmak için maliyetlerini pek az tanımlayabiliyor; bilhassa tanecikli yapıda. Çoğu, finans ve tesisler gibi IT dışındaki gruplar dahil olmak üzere farklı gruplara yayılan bütçe bölümleri hakikatinden sıkıntı çekiyor.
Daha rahatsız edici olanı şu ki çoğu IT harcamalarını oluşturan maliyetleri bir araya getirmenin sadece ilk adım olduğunu fark etmede başarısız oluyor. Bunun sonrasında bir gigabyte depolama veya belirli büyüklükteki bir sanal makine için saat ücreti için aylık masraflar gibi ince tanecikli kaynaklar için maliyetlerin tanımlanması işi geliyor. IT, dışkaynakla ilk kez karşılaştığında imalat sektörünün 20 yıl önce benimsediği aynı aktivite bazlı maliyet türüne gereksinim duyuyor.
Ekonomilerinizi ölçün
Maliyetlerinizi bir kez anladıktan sonra, benzer firmaları bulun ve karşılaştırın. Her iki taraf birbirinden öğrenebilir ve en iyi endüstri standartlarını karşılama tarafında sürecin hızlandırılmasına yardımcı olabilir. Kendinizi aynı zamanda genel bulut sağlayıcılarıyla da mukayese edin.
Servislerinizi iş değeriyle birleştirin
“İşletme dilini konuşmak” ve “masada bir koltuk edinmek” hakkında çokça boş konuşma yapılıyor. IT, servislerini iş değeriyle birleştirmek doğru terminolojinin oldukça ötesine geçiyor; bunları mümkün kılabilmek için belirli iş sonuçlarına veya teşebbüslerine ve teknoloji sağlamaya odaklanmak zorunda.
Çok sayıda firmanın mobil uygulamalar geliştirmek için IT’nin dışına çıkıyor olması, yakın işbirliği için ne kadar çok gereksinim olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Technology Business Management Council bu konuya ayrıldı ve açılış konferansını Kasım ayında yapıyor.
Gerçek zamanlı kullanım analizi ve talep yönetimine hazır olun
Havayolu gibi sermaye yoğunluklu, servis bazlı bir işi yürütüyorsanız o zaman kullanımı inovatif talep yönetimi ölçütleriyle beraber yüksek tutmanız kritiktir. Amazon Web Services bu alanda lider, varlıklarının kullanırlığını yüksek tutmak için rezerv ve spot oturumlarının akıllıca kullanımı sağ olsun. Kullanım analizi ve talep yönetimi tipik kapasite planlamasının çok ötesine gidiyor. Kapasite planlama yeterli kaynakların var olmasına odaklanıyor ama tipik olarak başlangıç sermaye kurtarma modellerini tüketiyor.
Bulut bilişim IT içerisinde zorlayıcı bir fonksiyon olarak hizmet ederek altyapı yatırımına dayanan yarı el becerili bir endüstriden ince tanecikli bilgi işlem kaynakları sunmaya dayanan tam otomatik bir endüstriye geçiş yapmasına neden oluyor. Öncekini eksiksiz olarak destekleyebilen finansal pratikler, geçici kaynak kullanımının hızlandırılmış bir ortamı için artık yeterli değil.