2013’ün en büyük tehditleri neler?

3- Konum verisi ihaneti

Konum verisi bir başkasının herhangi bir zamanda sizin dünyanın neresinde olduğunuzu tam olarak bilmesini giderek kolaylaştırıyor. Cep telefonunuz en büyük ispiyoncu ama sosyal ağ sitelerine postaladığınız konum bilgileri de açık veren kaynaklar. Akıllı araçlardan akıllı saatlere ve Google Glass’a diğer konum belirleyici cihazlarla birlikte nerede olduğunuzun bulunması daha da kolay hale gelecek.

“Evinizden ayrılıp bir arkadaşınızın evine gittiğinizde, işe gittiğinizde, sevgilinizi ziyaret ettiğinizde (her ne yaparsanız) eğer konumunuz takip edilip kaydediliyorsa, işte bu sizinle ilgili çok fazla bilgidir,” şeklinde konuşuyor ACLU’nun Konuşma, Gizlilik ve Teknoloji Programı kıdemli ilke analisti Jay Stanley.

Bu verilerle donanan reklamcılar (söz gelimi) bulunduğunuz yere yakın firmalar için promosyonlar gönderebilir. Sonuç hoş bir sürpriz olabilir; belki de olmaz. Gartner’ın 2011’deki bir raporuna göre, “tüketicilerin yüzde 41’i, mobil konum servislerini kullanmaları, dolayısıyla reklam programları üzerinden daha özel öneriler alabilmeleri halinde gizlilik hakkında endişe edebileceklerini söylüyor.”

Yasal takipçiler, işvereniniz veya eski eşinizin özel dedektifi sizi takip için konum verisini kullandığı takdirde bu sizi pek memnun etmeyecektir. Elektronik Gizlilik Enformasyon Merkezi direktörü Lillie Coney, işverenin sahip olduğu bir cihazın “işvereninizin sizi mesai içi ve dışında takip etmesine izin verdiğini,” söylüyor. Coğrafi konumunuza bağlı olarak mesai içinde veya dışındaki rotanız üzerinden nerede olduğunuz, nasıl geç kaldığınız gibi sonuçlar elde edilebiliyor.”

Bulut tabanlı veride olduğu gibi mobil servis sağlayıcınızda konum bilgisi için yasal gereksinimler çok sıkı değil. EFF avukatı Jennifer Lynch’e göre, “Hükümetin konum verisine erişim sağlaması oldukça kolay ve kullanıcıların bu bilginin toplanmasını engellemesi çok güç.”

İşvereniz hakkında yapabileceğiniz pek fazla şey olmayabilir. EFF’den Lynch, konum verisi için hükümetin isteğini kontrol altına almanın da güç olabileceğini ifade ediyor. “Bu bilgiye erişim sağlamak yasal mekanizmalar için oldukça kullanışlı bir araç, çok cazip,” diyor Lynch.

ACLU’dan Calabrese ise ECPA’yı güncellemenin konum verilerinin ayrıntılı incelemelere karşı fazla açık olmaması için çok önemli bir adım olduğunu belirtiyor. “Çok fazla veri ortalıkta dolanıyor ve işte bu sebeple yasal koruma elde etmek elzem. Takip edilme endişesi olmaksızın bir cep telefonu kullanabilmelisiniz.”

4- Veri bir yüzü asla unutmaz

Online olarak fotoğraf göndermek ve etiketlemek masum bir eğlence gibi görünebilir ama sahne gerisinde bu bir yüz tanıma veritabanı inşa edilmesine yardımcı oluyor. Bu, kişilerin gözden kaçınmasını giderek daha da zorlaştırıyor.

“Çoğu tüketici çoktan dünyadaki en büyük yüz tanıma veritabanları içindeki yerini aldı ve bu da Facebook,” şeklinde konuşuyor Lynch. Esasında Facebook’a yüklenen fotoğrafların yüksek miktarı bu teknolojiyi çevreleyen gizlilik meselelerinde onu gözde yapıyor.

Temmuz 2012’de Senato Yargı Komitesi öncesindeki beyanında Lynch Facebook kullanıcılarının nasıl her gün 300 milyon fotoğrafı (o günkü rakam) sosyal ağ sitesine upload ettiğini açıkladı. Facebook, her açıdan sizin ve arkadaşlarınızın nasıl göründüğüne dair daha da ayrıntılı “yüzizleri” inşa etmek üzere bu fotoğraflarla bağlantılı etiketleri kullanıyor.

Facebook bu veriyi sadece tanıdığınız kişileri Facebook üzerinde bulmanıza yardımcı olmak üzere kullandıysa, sorun olmayabilir. Ama Lynch Facebook kullanıcı verilerini üçüncü taraflara sattığında, fotoğraf verilerinin buna dahil olabileceğini ifade ediyor; ve bunun ardından verinin kutsallığı belirsizleşiyor. “Facebook verileri korumak için önlem aldığını söylüyor ama bunu nasıl yaptıklarını biz bilmiyoruz,” diyor Lynch.

Lynch 2012’deki Senato tanıklığında aynı zamanda hükümetin vatandaşlık başvuruları, kriminal davalar ve güvenlik kontrolleri gibi çeşitli amaçlar için Facebook verilerini incelediği veya talep ettiğinin altını çizdi. “Biz yasal mekanizmaların bu bilgiyi Facebook’tan talep ettiğini biliyoruz,” diye konuşuyor Lynch. “Onlar sadece sizin gönderinizi istemiyorlar, etiketlenmiş olduğunuz tüm resimleri de talep ediyorlar.” Facebook verilerine erişim yasal mekanizmaların sabıka fotoğrafları veya sürücü ehliyeti ötesinde insanları çok daha kolay bulmasına imkan tanıyor.

Ve yüz tanıma verilerinin tek kaynağı Facebook değil. Google ve Apple gibi firmalar da bazı uygulamalarında (en dikkat çekici online fotoğraf siteleri) yüz tanıma teknolojisine sahip. Cosumer Watchdog’dan John Simpson’a göre, “birisi sizin fotoğrafınızı çekebilir ve ardından Web üzerinde göndermiş olabileceğiniz diğer belirlenmiş fotoğraflara dayalı olarak sizi izleyebilir. Bu korkutucu ve sinsice yaklaşmanın oldukça belirgin tehlikelerini ortaya çıkartıyor.”

Yüz tanımanın geleceği rahat bozuyor. Süper yüksek çözünürlüklü kameralar ve uzakta yönetilen araçlar gibi izleme teknolojisindeki kaydedilen ilerlemeler, halka açık alanlardaki bireylerin tespit edilmesini her zamankinden daha kolay hale getirecek. Bilhassa izlemeyi yapan varlık danışacağı dolgun bir yüz tanıma veritabanına sahipse. Diğer bulut tabanlı verilerde olduğu gibi, ECPA’nın yenilenmesi dijital fotoğraflar için gizlilik korumasını arttırabilir. EPIC’den Lillie Coney, “Eğer bir yerde kilitli değilseler, fotoğraflarınız enformasyon ekonomimizin gelire dönüştürülebilecek, satılabilecek, kullanılabilecek bir parçası olabilir. Nerede olduklarını bilmiyorsunuz,” şeklinde konuşuyor.

Senato’daki konuşmasında Lynch, Facebook’unki gibi özel sektör veritabanlarının herhangi bir yüz tanıma sistemi için tüketicilerden onay almaya zorlanması gerektiğini ifade etti.

Önceki sayfa 1 2 3Sonraki sayfa

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu