COVID-19 sonrasında bulut ile nasıl ayağa kalkacağız?

Dünyanın çeşitli yerlerinde hükümetler kısıtlamalar ve karantina önlemleri alarak virüsü kontrol altına almaya çalışırken iş dünyası da hayatta kalmaya devam ediyor. Bunu yaparken de teknolojinin nimetlerinden faydalanıldığını söylemeye gerek bile yok.

Fiziksel olarak hareket yeteneğinden bir süreliğine de olsa yoksun bırakılan milyonlarca kişi çareyi internet ve sanal ortamlarda arıyor; iş ve eğlencesini bu ortamda yaşıyor. Henüz tamamen bitmekten çok uzak olan bu pandemi, bulut bilişimin modern dünyadaki yerini de gözler önüne sermiş oldu. Farkındayız ya da değiliz ancak pandemiye karşı attığımız teknolojik adımların birçoğunun ardında aslında bulut bilişim yatıyor. Oyunlardan, verimliliğe dönük uygulamalara ve kurumsal amaçlı kullanılan yazılımların altında bulut çözümleri yatıyor.

Güvenilir sanal ticareti daimi kılmak

Sosyal mesafe ve evde hayat anlayışıyla internet üzerinden alışverişler arttı. Özellikle yiyecek ve içecek tedariki konusunda satış gerçekleştiren kurumlar bu süreci çevrimiçi olarak sürdürmek zorundalar. Bu süreçte geleneksel hosting anlayışına sahip sitelerin artan trafiğe yanıt veremeyip birçok kez çöktüklerine şahitlik ettik. İşte bu beklenmedik trafik yoğunluğu gibi durumlar karşısında bulut çözümlerini tercih eden kurumların öne çıktığını görüyoruz.

Konuyu güvenlik açısından ele alırsak da bulut çözüm sağlayıcılarının siber saldırılara karşı çok daha deneyimli olduğunu söyleyebiliriz. Bulut sağlayıcıları sunucuları DDoS, hack ve diğer benzeri tehditlere karşı çok daha iyi şekilde koruma konusunda neredeyse rakipsizdir. Bu da sitelerin saldırı nedeniyle işlevini kaybetme riskini gerçek anlamda en aza indirir.

Sahte kart ya da kredi kartı hırsızlığına karşı da bulut çözümleri bu suçlarla mücadele etmekte etkili bir yöntemdir. Kredi kartı dolandırıcılığını yapanlar genellikle karanlık bulut üzerinde hareket ederken, güvenilir sağlayıcılar bu tarz siber suçlara karşı çoktan set çekmiştir. Böyle olması da kötü niyetli yazılım ya da eylemlerin en kısa sürede tespit edilmesini ve tespit sonrasında da durdurulmasını sağlar. Güvenilir bulut sağlayıcıları zaten güvenlik firmaları, araştırmacılar ve hukukçularla birlikte hareket ettiği için olası bir olumsuz durumda sizi yarı yolda bırakmazlar.

Sağlık hizmetlerini desteklemek

West Monroe Partners’ın bir raporuna göre sağlık hizmetleri sektörü bulut kullanımı konusunda finans ve hatta enerji gibi sektörleri geride bırakarak birinciliğe oturdu. Birçok hastane, kurum ve devlet sağlık kurumu dijitalleşme sürecini tamamlayarak verilerini bulut ortamına taşıdı ve bu sayede daha çok hastaya müdahale edebildi.

Sağlık sektörünün bu dönüşüm sürecini erken tamamlaması, pandemi konusunda da verinin analiz edilme ve çözüm geliştirme gibi süreçleri hızlandırıyor. Çünkü bulut demek sadece verinin uzakta ve güvende saklanması ile sınırlı değildir. Bulut aynı zamanda daha az personel, ekipman ve fiziki yer ihtiyacı sağladığından bilişim departmanının giderlerini azaltıyor. Buna ek olarak sistemler arası bağlantı kurarak operasyonun yürütülmesini kolaylaştırıyor.

Bir diğer altı çizilmesi gereken nokta da teletıp. Veriye uzaktan erişim ve çevrimiçi etkileşimli araçlar sayesinde artık doktorlar ve diğer sağlık çalışanları uzaktan da hizmet sağlayabilecek. Telesağlık özellikle içinde bulunduğumuz temassız ortamın tercih edildiği zamanlarda hayat kurtarıcı olabiliyor. Bazı hastalıkların bu yolla teşhis edildiğine ve tedavi süreçlerinin başladığına dair örneklerin sayısı her geçen gün artıyor.

Uzaktan çalışmaya yardımcı olmak

Her iş, uzaktan çalışmaya uygun olmasa da bulut bilişimi uzaktan çalışmaya uygun işler için adeta biçilmiş kaftan. Muhasebe, eğitim öğretim, programlama, web tasarım, yazarlık, editörlük, mühendislik, online pazarlama, danışmanlık başta olmak üzere birçok iş konusu uzaktan çalışılabilir hale rahatlıkla gelebilir.

Upwork, Guru ve Freelancer.com sitelerin bulut çözümleri kullanarak popüleritesini artırdığını gösteriyoruz. Aynı şekilde TeamViewer, Skype, ClickMeeting ve Slack gibi yazılım ve araçlar da sürdürülebilir olmaları adına buluta bağlılar. Medya ve eğitim amaçlı kullanılan şu sıraların gözde yazılımı Zoom da aslında bir bulut teknolojisinin ürünü. Uzaktan çalışma esasında bulut bilişimden önce de var olan bir kavramdı ancak eskiden karşılaşılan teknik aksaklıklar ve güçlükler nedeniyle yeterince gündemde değildi. Ancak yol kat edildi. Örneğin bugün muhasebe işleri evden halledilip dokümanlar ilgili kişililere e-posta olarak gönderilebilir. Burada atlanılmaması gereken nokta dokümanda oluşabilecek veri hatası, yükleme sorunu ve doküman güncelleme gibi sıkıcı konuların baş ağrıtması. Ancak dokümanın bulutta saklandığı bir senaryoda az önce saydığımız tüm sorunların sihirli bir dokunuşla ortadan kalkması olası. Dolayısıyla çok daha hızlı ve çok daha az hatayla işler bulut üzerinde halledilebilir.

Hayatı eve sığdıranları eğlendirmek

Fiziksel ya da sosyal mesafeyi sağlamak özellikle market gibi gıda aldığımız yerlerde çok zor olabiliyor. Uzun süren izolasyon süreci ve rutinlerin yerine getirilememesi ruh sağlığını da olumsuz etkileyecek sonuçlar doğurabilir. En azından internet çağında olmamız ve eğlence için evimizde çeşitli alternatiflerin bulunması bir şans. Hatta kimse ile fiziksel temasa girmeden bu eğlence anlayışını sürdürebiliyor olmak ise tam anlamıyla bir lütuf.

Netflix, HBO Go, Hulu, Amazon Prime Video ve sayısı her geçen gün artan dijital platformlar izleyicileri keyifle tüketebilecekleri içerikle buluşturuyor. Bilgisayar oyunu meraklıları ise mobil veya konsol üzerinde çevrimiçi oyun oynama fırsatı zamanın iyi geçmesini sağlıyor. Üzerine bir de Twitch gibi tamamen oyun yayını yapmaya odaklanmış sistemleri eklediğinizde seçenekler artıyor. İstatistiklere göre salgınla mücadele boyunca sosyal medya kullanımı tavan yapmış durumda. Birçok kişi vlog çekmeye ve eğlence amaçlı içerik geliştirmeye başladı. Bazıları için bu durum yeni bir gelir imkanı yarattı. Bir de yükselişe geçen TikTok gibi bir fenomen var ki bahsetmeye gerek bile yok.

Eğlence amaçlı bu aktiviteler bir şekilde insanları birbirine bağlayarak sıkıntıyı ortadan kaldırmayı ve daha ciddi sorunların meydana gelmesini engelliyor. Bu seçenekler olmasaydı evde kabir azabı çektiğini düşünüp kaç kişinin kendini kontrolsüzce sokağa atacağını ve krizin geleceği boyutu düşünün. İşte tüm bunların arkasında bulut çözümlerinin yattığını görmek şaşırtıcı değil. Bulut olmasıydı çöken siteler, açılmayan programlar derken insanları sinir harbinde görecektik.

Kriz ve salgınlarda bulut vazgeçilmez bir çözümdür

Bulut bilişimin olmadığı bir dünya hayal edin. Her şey aniden çökebilir. Daha iyimser bakacak olursak da sürekli aksayarak ilerlemeye çalışabilir. Böyle bir ortamda psikolojimiz uzun dönem planlama yapmadan günden güne hareket etmeyi tercih eder. Uzun vadede ise insanların ciddi şekilde belirsizlikten ve iki ileri bir geri durumundan sıkılmaya başladıklarını görebiliriz. İş dünyası açısından ticari aktivitelerin ciddi bir alternatif olmadığı için birçok kere askıya alınması gerekebilir. Bulut özellikle web tabanlı ticaret yapan tüm kurumların sorunlarına stabil yapısıyla çözüm sunuyor. Bu sayede gerek eğlence, gerek iş gerekse oyun amaçlı artan ani trafik karşısında siteler hizmetlerini sürdürmeye devam edebilir.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu