3. Yazılım patentlerinin hayaleti
Yasal sistem günümüzün açık kaynak hareketinde yazılım patentleri formunda artan bir etkiye sahip. Bu 15 yıl öncesine göre katı bir zıtlık.
Yaratıcılarla topluluk arasında sosyal bir kontrat yapısında, patentler söz konusu keşfin yayınlanmasına yönelik olarak pratik keşfin geçici bir tekelini oluşturuyor; ki genel halk ondan faydalanabilsin.
Patentler fikirlerin uygulanışlarını korur, fikirlerin kendilerini değil. Fakat zaman içerisinde hukuk uzmanları tarafından yapılan zeki planlar neyin patentlenebileceğine dair kapsamı zorladı ve yazılım endüstrisinde fikirlerin fiziki bir nesneyle ilişkilendirilebilmesine imkan tanıyan bir yasal boşluk oluşturuldu. Yazılım sadece resmi olarak telif haklarıyla korunabildiğinden, yazılım veya algoritmaları genel amaçlı bilgisayarlara bağlayan fiili yapılar yazılım üzerindeki patentlerin giderek artan bir biçimde kabul görmesine imkan tanıdı.
Daha kötüsü yazılım patentleri şu gerçeğe izin vermiyor; fiziki nesnelerin yaratılmasından farklı olarak bağımsız iki farklı yerdeki iki programcı diğerininki kopyalamaksızın aynı problemi çözmek için aynı metodu icat edebilir. Bu yüzden özel ve açık kaynak yazılım patentleri bir tehdidi ortaya koyuyor. Herhangi bir zamanda rekabet oluşturmak isteyen iyi imkanlara sahip bir işletme, herhangi bir boyuttaki başka bir kuruluşa meydan okuyabilir. Her ne kadar Debian değerli tavsiyeler sunsa da bireysel bir geliştiricinin yazılım patentlerinden korunmak için yapabileceği bir şey gerçekten yok.
Karşı iddialar bazen bir organizasyonu bir patent saldıranından koruyabilir fakat sayıları giderek artan patent saldırganları, lisanslamaya zorlamak için patent tehditlerini yapan kuruluşlardır. Bu tür firmalar aleyhinde karşı dava için bir başvuru şansı yok; saldırgan sizin portföyünüzdeki patentleri ihlal edebilecek hiçbir ürüne sahip olmadığından. Bu nedenle geliştiriciler için en iyi savunmalar şunlar:
* Kurumsal saldırganlara karşı savunmak için patent havuzları oluşturmak
* Patentleri dolaşımdan çıkartmak için portföyleri satın almak
* Tekniğin bilinen durumunu oluşturmak ve savunma yayınlarını düzenlemek için araçlar inşa etmek
* Proaktif bir biçimde rakipleri dava etmek ve çapraz lisanslamayı güvenceye almak
Problemin önemli bir kısmı, hiçbir zaman basına ulaşmayan büyük çoğunluğu, mahkemeye yansımayan zorlamalardır. En kazançlı patent girişimleri gizli bir biçimde yapılır. Yoğun zorlamalarla başlar ve ardından bir gelir payı karşılığında lisanslama teklifi gelir; gizlilik garantisiyle birlikte. Bu IBM ve Microsoft gibi büyük işletmeler için önemli bir gelir kaynağıdır. Açıkçası IBM bu teknikten her yıl yarım milyar dolara yakın gelir elde eder. Onbeş yıl öncesine kadar bunların hiçbiri önemli bir problem değildi. Bugün açık kaynak bu tür patent senaryolarının bağlamında gelişiyor. Yazılım patentleri açık kaynak kuruluşları ve lisans gelişimi için temel bir motivasyon. Kuruluşlar çift yönlü çalışan bir “yükümlülük firewall’unu” sunar; bu patent sahibi işletmeleri patentler üzerindeki topluluk taleplerinden korur ve patent saldırılarına karşı korunma için bir gelir sağlar. GPLv3 ve MPLv2 gibi modern açık kaynak lisansları, dava açılmamasına yönelik bir anlaşma karşılığında katkı sağlayanların patentlerine lisans veren bir “patent barışı” öneriyor.
Yazılım patentleriyle mücadele etmek muhtemelen açık kaynak bağlamında daha kolaydır çünkü tekniğin bilinen durumu üzerinde çok fazla göz var, saldıracak çok fazla hedef olduğundan saldırganlar kısa zamanda açık kaynağa yanaşırlar ve tespit edildiklerinde patent talepleri etrafında çalışmak için daha fazla zihin bulunur. Yazılım patentleri bu yüzden muhtemelen açık kaynağın gelişimi için anahtar bir sürücü olmayı sürdürecek; hem onlarla uğraşan topluluklar olarak hem de açık kaynak kuruluşlarının ve lisanslarının faydalarını açığa çıkartan işletmeler olarak.
4. Bulut bilgiişlem: Açık kaynak yatağı
Ağırlıklı olarak açık kaynak yazılım üzerine inşa edilen bulut bilgiişlem günümüzün açık kaynak hareketinde önemli bir sürücü güç haline geldi.
Bulut bilgiişlemin birçok anlamı var. Bir network aracılığıyla erişilebilir paylaşılan depolamaya, uzaktaki bir uygulama için bir API’ye, bir sunucu yazılımı yığınını çalıştıran uzaktan yönetimli bir VM’e veya Web ya da istemci uygulamasıyla erişilen bir uygulamaya tekabül edebilir.
Hangi yapıda olursa olsun bulut bilgiişlemin çeşitli oturumları ortak neticelere sahip. İlk olarak bulut çözümlerinin esnek olarak konuşlandırılması. Bilhassa birden çok oturumun anlık olarak ihtiyaç duyulabileceği yük dengeleme durumlarında. Sonuç itibariyle her kurulumun eşit değerli bir kullanımı olduğu varsayımı altında karmaşık, metrik tabanlı fiyatlandırma kullanan en özel paketler bulut uygulamaları için çok pahalı.
Diğer taraftan açık kaynak yazılımı, lisansları elde etme veya takip etme gereksiniminden kurtulmuştur. Bu aynı zamanda sizin gereksinimlerinize uyacak biçimde modifiye edilebilir. Bu itibarla açık kaynak yazılımı bulutun dağıtılması için büyük oranda tercih edilir. Dahası bulut içinde açık kaynakla başlamanın düşük maliyeti, startup firmalarının işlerinin ayrıştırıcı olmayan bölümleri içim açık kaynak bileşenlerini çok yoğun olarak kullanması anlamına gelir.
Sonuç olarak bulut içinde açık kaynağı kullanan organizasyonların çokluğu paylaşılan kodları barındırmak için kâr gütmeyen kuruluşların yaratılması üzerindeki baskıyı arttırdı. Ayrıca kodun herhangi önemli bir türevinin kopyası üçüncü bir tarafa geçmediğinden, GPL lisanslı yazılımlar bulut içinde çalıştıklarında copyleft maddesini tetiklemiyor. Sonuç olarak lisanslama yaklaşımları ya bulut konuşlandırmasını bir tetik olarak içermesi için güçlendiriliyor (AGPL bunu yapıyor) veya geliştiriciler bunu görüyor çünkü GPL katkıya zorlamıyor, kurumsal bağlantılar için bariyerleri alçaltmada daha iyi ve serbest lisanslama için tercih ediliyor.
Bulut bilgiişlemin yükselişi aynı zamanda açık kaynak için yeni iş modellerini besliyor. Örneğin CloudBees tarafından kurumsal geliştiricilere sunulan servisler büyük oranda açık kaynak yazılımları üzerine inşa edilmiş durumda. Bununla birlikte bunlar bir rakibin kopyalaması için güç çünkü tüm operasyonel kaynak (operasyon script’leri dahil) sağlanmıyor ve onun kopyalanması için gereken deneyim ve beceriler CloudBees’e bir rekabet üstünlüğü sağlayacak kadar maliyetli.
OpenStack gibi bulut odaklı açık kaynak topluluklarının yükselişine şahit olun ve bulutun günümüz açık kaynak hareketinde ne kadar merkezi olduğunu görebilirsiniz.