Nesnelerin interneti, en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, sağlık hizmetlerinden tarıma kadar neredeyse bütün sektörlerde veri yığınları ve uzaktan cihaz kontrolünü sağlıyor.
Eğer BT alanında çalışıyorsanız, her gün, evde güvenle oturup bilgisayarınızın başına geçerek mesleki görevlerinizi yerine getiriyorsunuzdur. Çünkü COVID-19 sürecinde, ofis ortamlarından evlere geçiş yaşandı ve artık çalışanlar işlerine evlerinden devam etmeye başladı.
Bunun yanı sıra ağ güvenliği daha büyük bir trend haline geldi. Uzaktan çalışanlar bir yana, IoT, bu sınırın daha da önemli hale gelmesindeki en büyük neden oldu.
Gartner’e göre, yaklaşık 21 milyar bağlantılı “şey”lerden oluşan yeni bir tür, şu anda binlerce veri topluyor ve birçok görevi de yerine getiriyor. Bunlardan bazıları akıllı hoparlörlerden saatlere hatta kapı kilitlerine kadar çok çeşitteki tüketici cihazları. Geri kalanları ise işe ve tüketiciye hizmet etmekle görevli. Yani, tıbbi cihazlar, endüstriyel robotlar, motor sensörleri gibi… Bütün bunlara dayanarak şunu söyleyebiliriz ki işletmelerin büyük bir çoğunluğu IoT cihazlarına son derece güveniyor.
Bu cihazlar, aynı zamanda kurumsal ağların erişimini de büyük ölçüde genişletiyor ve güvenlik açığını da orantılı bir şekilde artırıyor (Mirai Botnet saldırısının canlı bir şekilde gösterilmesi gibi). Fakat uygun ve gerekli güvenlik sağlandığı zaman, bağlı cihazların analitik uzmanlarının iç görülerini ortaya çıkarabilmesi ve iş dönüşümünü de hızlandırabilmesi gibi çok sayıda veri iletmesinden dolayı elde edilecek kazanç çok büyük olabilir. IoT’un cihazları uzaktan kontrol etme yeteneği ise, her türlü seyahatin ve gezmenin en aza indirilmesi gereken bu pandemi sürecinde, son derece uygun ve gereklidir.
IoT noktaları günümüzde artmaya devam ediyor ve dijital ile fiziksel dünyayı da birbirine daha çok yaklaştırıyor. Böylece tahminlerin doğruluğu artıyor ve insan müdahalesine gerek kalmadan uygulanabilecek olay odaklı mesajlar da sunuyor. IoT’un bizlerin yaşamına etkisini inceleyen ve uygulama tavsiyeleri sağlamaya çalışan birçok işletme ve araştırma bulunuyor.
Teknolojinin enstrümantasyonu
Yazılan bir makalede, IoT’un sağlık hizmetleri için oldukça önemli bir yere sahip olduğu ve bu sektöre çoktan girdiği belirtiliyor. Aynı zamanda 100 milyon doların üzerinde gelire sahip sağlık hizmeti sağlayıcılarının sadece yüzde 79’u IoT cihazları üretiyor.
Gartner da bir sonraki yıl, tıbbi IoT harcamalarında yüzde 13’lük bir artış öngörüyor ve üç yıl içinde de sağlık hizmeti sağlayıcılarının yüzde 75’inin yapılacak IoT projelerine finansal geri ödeme sağlayacağına inandıklarını da söylüyor.
IoT tıbbi cihazlarının kritik yapıda olmaları güvenlik risklerini de katlanarak artırıyor. Fakat bu konuyla ilgili görüşlerden birisi şöyledir: “Operasyonel teknolojide IoT ile ilgili riskler oldukça önem taşıyor. Bu risklerden birisi şudur: IoT cihazları internete bağlandığı için çekirdek üretim operasyonlarının daha öncesinde yüzleşmek zorunda kalmadığı yeni saldırı alanları açıyor. Böylesi bir riskin önünü kesmek için ise işletmeler IoT’un tedarik, dağıtım ve güvenliğini kurumsal çapta geliştirmeli.
Kısacası IoT güvenlik riskleri çok ciddi; fakat bazen beklenmedik zamanlarda gelen ödüller de öyle… Örneğin; IoT kullanımı tarım alanında kullanıldığı zaman oldukça güzel sonuçlar verebiliyor. Toprak nem sensörleri, potansiyel olarak büyük maliyet tasarrufları ile yeterli sulama ve su tasarrufu arasında uygun bir denge bulmak için ihtiyaç duyulan bütün verileri sağlıyor. Bu da tarım sektörü için son derece önemli bir kazanç.
Cisco’nun 2021 yılının sonunda 800 zetabayta kadar ulaşacağını tahmin ettiği IoT’un verilerinden değer elde etmek için, doğru analitik araçlarına ve tutarlı bir analitik stratejisine ihtiyaç var. CIO katılımcısı Bob Violino bu konuyla ilgili şunları söylüyor: “ IoT temelde şu unsurları içeriyor; ayrı bir analitik organizasyonu oluşturmak, ölçeklenebilir bir IoT veri mimarisi oluşturmak, IoT verileri üzerinde özerk bir şekilde hareket edebilen yapay zeka tabanlı sistemleri dağıtabilmek ve genel bulut hizmetlerini kullanmak.”
Çoğu işletme için bulut zorunluluğu sadece IoT analitiği için değil, aynı zamanda IoT uç noktalarını da izleyebilmek ve IoT uygulamaları oluşturabilmek adına uygun bir ortam sağlayabilmek için de geçerli.