Sizinle büyük veri anlayışı arasındaki 4 engel

Yetenek boşluğuyla yüzleşiyorlar
Ve bu da üçüncü büyük engeli getiriyor: yetenek boşluğu. Rao ve Halter’in belirttiği gibi, firmaların sıklıkla büyük verinin yorumlanması için gereken yeteneklerden yoksun olması sır değil. PwC anketi katılımcılarının sadece yüzde 44’ü verilerin derinlemesine analizini üstlenebilecek yeterli bir yetenek hattına sahip olduklarını söyledi. Önde gelen organizasyonlar ise yetenek yeterliliği konusunda kendilerini daha iyi hissediyordu.

Fakat Rao ve Halter firmaların sıklıkla mevcut yeteneklerini gözden kaçırdıklarını söylüyor: pazarlama analizi, sigorta istatistik grupları ve fiyatlandırma/ürün geliştirmedeki bireyleri. Bu bireyler verileri anlayışa tercüme edecek yetenekler için harika bir başlangıç noktası olarak hizmet edebilir.

“Erken dönemde başarılı olan organizasyonlar yeni organizasyonel modeller yarattı,” diyor Halter. “Onlar iş tarafı ve IT’nin bir araya geldiği mükemmeliyet merkezleri oluşturdular. IT organizasyonunun bir kenarında tamamen yeni yapılar oluşturmak üzere müşterilerle çalıştım. Ekiplerin çok daha çevik olması gerekiyor.”

“İş adamının veri analitiği, görselleştirme ve bunların tümünü anlaması gerekiyor,” diye ekliyor Rao. “İşletmeyi bilen, problemi çözüme dönüştürebilecek birisine ihtiyacınız var. Bu tür bir problemin şu tür bir çözümü veya analitik tekniğini gerektirdiğini bilmek için analitik hakkında yeterli bilgiye sahip olmak zorundalar. Eğer tek bir kişi bulamıyorsanız, bir takım yaklaşımı işe yarayabilir.”

Bilgiyi hızla işlemek için yetersiz sistemlerle mücadele
Dördüncü büyük veri engeli mevcut sistemlerdir. Rao ve Halter, büyük verinin muazzam veri hacimlerinin toplanması, saklanması ve analiz edilmesi için daha fazla bilgiişlem gücünü talep ettiğine dikkat çekiyor. Fakat birçok organizasyon bunu mevcut sistemleriyle yerine getirmek için sahip oldukları yetenekler konusunda şüpheli. Amerika’daki katılımcıların yüzde 41’i, Avrupa’dakilerin yüzde 33’ü ve Asya Pasifik’teki katılımcıların yüzde 49’u sistemlerinin farklı kaynaklardan büyük hacimlerdeki veriyi işleyemeyeceğini söyledi. Bilgiişlem gücüne güven söz konusu olduğunda önde gelen firmalar dahi genel sonuçlarla paralellik gösterdi.
Ancak Rao ve Halter organizasyonların sıklıkla bu meseleyle mücadele ettiklerine inanıyor çünkü onlar belirli bir problem üzerine odaklanmak yerine var olan verilerin bütününe bakıyorlar.
“Firmaların elinde bir hipotez veya çözmek istedikleri bir problem yoksa, işte o zaman büyük veri yüklenmesi yaşarlar,” diyor Rao. “Tüm veriler oradadır ve onlar bunlarla ne yapacaklarını bilmezler. Eğer buna ‘Bir pazarda şu belirli segmette büyümeye çalışıyorum’ gibi belirli bir problem perspektifinden yaklaşırsanız, çok daha açık hale geliyor. Çoğu organizasyon sadece çözülmesi gereken problem üzerine odaklanmak yerine var olan tüm enformasyonla şaşkına dönüyor.”
Bu aynı zamanda bir büyük veri probleminden hızlı bir yatırım geri dönüşü sağlamanın en iyi yoludur, diyor Rao.
“ROI’yi elde etmenizin en iyi yolu bir dizi anahtar soruyu araştırmaktır,” şeklinde konuşuyor. “Sadece bunun üzerine odaklanan bir grup insan edinin.”
Halter, büyük veriden en iyi biçimde yararlanan firmalar arasında bir ortak nokta olduğunu ekliyor.
“Başarıyı elde eden firmaları birleştiren bir şey var,” diyor Halter. “Tümü eğrinin çok ötesinde ve onlar bir şekilde potansiyeli erken dönemde fark eden ve bunu organizasyona uygulayan kıdemli yöneticiye sahipler.”
“Büyük verinin giderek daha fazla kapsayıcı bir mesaj halini aldığını düşünüyorum,” diye ekliyor. “Bu sadece büyük veri değil, her yerdeki veri. Eğrinin ötesine geçmek için büyük ve küçük veriyi nasıl kullandığınızla ilgili. Bunun dışında bir yol yok. Bu sadece büyük dosyalar ve Hadoop değil; bu tamamen kültürünüzü daha analitik bir kültüre değiştirmekle ilgili.”

Önceki sayfa 1 2

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu