CIO’luk… Peki ya sonrası?

Son günlerde katıldığım birçok etkinlikte karşılaştığım CIO arkadaşlarımdan hep aynı soruyu alınca ben de bu konuda bir yazı yazmam gerektiğini hissettim. Sorular farklı gibiydi ama temelde aynı yere varıyordu: CIO’luktan sonra iş kurdum, neler yapıyordum, işlerim nasıldı, mutlu muydum?

Öncelikle sondan başlayayım. Evet mutluyum. Bunca yıldır edindiğim tecrübelerle 4 yıldır farklı alanlarda çeşitli işler yapıyorum. Başarılıyım ve mutluyum. 5 Ekim’de Dsource’un kuruluşunun 4. yılını kutladık. Nice yaşlara diyorum, kolaylıkla ve keyifle…

Benim özelimden çıkarak bu soruların arkasındaki düşünceyi hep beraber masaya yatıralım istiyorum.

Hepimiz, iş hayatımızın yanında ömrümüzün de belli bir noktasına geldik ve bu yolculukta hep aynı sorularla ilerliyoruz. Bulunduğum yer şu anda beni tatmin ediyor mu? Hedeflerime ulaştım mı? Hayallerimi gerçekleştirebildim mi? Bu soruları sormadan hayatınızı geçiriyorsanız, her şeyden önce kendinize bu soruları sorun. Benim hayattaki felsefem hep bu oldu. Şu anda burada, etrafımdaki bu insanlarla, yaptığım işle iyi ve mutlu muyum? Eğer değilsem, hemen nasıl bir yerde kimlerle olmak istediğimi hayal ederek ve bunu gerçekleştirmek için aksiyonlar alarak yoluma devam ettim.

Öncelikle hayal edin, mevcudu sorgulayın ve bir sonraki adıma geçin.

Örnek olması açısından, nasıl bir yol izlediğimi sizlerle paylaşmak isterim. Ancak belirttiğim gibi bu benim yolum, herkesin yolu kendine diyorum.

Kişilik olarak yeni şeyler yapmayı ve deneyimlemeyi seven bir insanım. CIO’luk yaptığım son işimde yavaş yavaş değişim isteğimi dile getirince bana CHRO’luk teklif edildi. Nasıl olacaktı? Bu soruyla kendimi sorguladım ancak işin içine girip masanın karşı tarafında oturunca bambaşka bir deneyim yaşamaya başladım ve IT yöneticisi bakış açısıyla değil de direkt süreci yöneten kişi olarak yöneticilik yapmak deneyimini tattım. Bu beni çok besledi ve büyüttü. Artık yeni bir alanda bilgi sahibi olmuştum.

Yıllarca belli bir alanda deneyimler kazanarak önemli bir yönetici pozisyonundan, hiç deneyiminizin olmadığı yeni ve farklı bir fonksiyonun yöneticiliğine cesaretle geçip, bu fonksiyonda da farklı deneyimler kazanarak başarılı olmanın mümkün olduğunu gördüm. Böyle bir deneyimi herkese tavsiye ediyorum.

İki yıllık HR macerasından sonra, kendimi yine sorgularken buldum. Çevremdeki dostlarımla bu düşüncemi paylaştım. O dönemde sevgili Elif Türkmen ve Zuhal Gürçimen bir sonraki adamımı planlamamda ve yeni yolumu bulmamda beni destekleyen yol arkadaşlarım oldular. Buradan onlara teşekkür ediyorum.

Durumum netti: Bulunduğum yerde sıkıştığımı hissediyordum ama ne yapacağımı da bulamamıştım. Başka bir şirkete CIO veya CHRO olarak mı geçecektim, yoksa kendi şirketimi mi kuracaktım?

Bu düşünceler kafamda dolaşırken, şu soruların cevaplarını bulmak, karar vermemde bana destek oldu: Ne yapmaktan keyif alıyordum? Dünyanın neye ihtiyacı vardı? Ben ne yapabilirdim? Bu soruların cevaplarını düşündüğümde anladım ki hayallerimi daha özgür bir alanda gerçekleştirebilmek için kendi oyun alanımı inşa etmem gerekiyordu.

Peki sonra ne mi oldu? İçimden başka kimliklerde Bidar Özgürler çıktı. Kendi şirketini kurmuş bir profesyonel, üniversitede öğretim görevlisi, yüksek lisans öğrencisi, girişimci, yatırımcı, makale yazarı, podcast yapımcısı ve kim bilir daha başka neler neler.

Kıssadan hisse sevgili dostlar, yol hem çok uzun hem çok kısa. Kendimize lütfen hep soralım: Peki ya sonrası?

Kolaylıkla ve keyifle.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu