Sanırım kurumların en zorlandığı konulardan birisi de eğitim planı yapmak ve çalışanların kendilerine atanan eğitimleri zamanında alıp tamamlanmasını sağlamak. Geçmişte çoğunlukla sınıfta, yüz yüze olarak verilen bu eğitimler artık teknolojinin de sunduğu fırsatlarla ağırlıklı olarak online platformlar üzerinden planlanıyor ve aktarılıyor. Eğitimlerin online platformlar üzerinden verilmesinin etkinliğini ayrı bir yazıda ele alabiliriz ancak ben bu yazımda özellikle Kurum içi IT eğitimlerini ele almak istedim.
Öyle bir noktaya geldik ki artık her gün yeni bir alanda kendimizi geliştirme ihtiyacı duyuyoruz ve bunun baskısını hissediyoruz. Bu baskıya örnek olarak 2015’lerden itibaren teknolojinin hızlı değişimi ve ürünlerin çeşitliliği nedeni ile kurumlarda IT ekiplerinin öğrenmeye zorlanmasını verebiliriz. Bugün geldiğimiz noktada ise artık herkes kendini güncel tutmak zorunda. Aksi takdirde değişime ve yeniliklere ayak uyduramayarak işini yapamaz duruma gelme tehlikesi kapıda.
Hal böyle olunca da özellikle kurum içi eğitimlerin ve bunlar arasında IT eğitimlerinin büyük önem kazandığını görüyoruz. Bu noktada ise kurumlarda bu eğitimlerin planlamasının kimin sorumluluğunda olduğu sorusu en çok tartışılan başlıklardan birisi haline geliyor.
Ben, IT eğitimlerini 3 farklı alanda görüyorum:
Birincisi; temel IT becerileri ve şirkette uyulması gereken kuralları içeren eğitimler. İkinci grupta kurum içinde konumlandırılmış uygulamaların kullanımına yönelik eğitimler var. Üçüncü grup eğitimleri ise aslında daha ziyade yeni teknolojileri anlamayı, bunların kurum içinde nasıl kullanılabileceğine yönelik beceri setlerini çalışana kazandırmayı amaçlayan eğitimler olarak sınıflandırabiliriz. Bunların her biri, birbirinden önemli ve aslında birbirini tamamlayan eğitim içerikleri ancak ben bu yazımda özellikle ikinci ve üçüncü grup eğitimlerin üzerinde durmak istiyorum.
Kurum içinde konumlandırılmış uygulamaların kullanımına yönelik eğitimleri önemsiyorum çünkü bu eğitimlere yeterince vakit ayrılıp, çalışanlar yeni kurulan bu sistemler konusunda eğitilmezler ise iki tip sonuçla karşılaşıyoruz. Birincisi; çalışan eski sistemdeki konforunu bulamadığı ve kendisini yetersiz hissettiği için yeni sistemi reddediyor ve negatif söylemlere başlıyor. Bu da kurum içinde yeni sistemin kullanımını engellediği gibi hedeflenen faydanın ortaya çıkmasını imkansız kılıyor. Bir diğer negatif etki ise yeni bir sistem kurulması IT tarafından önerildiğinde eski sistemlere kıyasla faydası tam ortaya konulamadığı için yeni sistem önerisi kolay kolay kabul görmüyor, görse de sahiplenilmiyor.
Üçüncü grup eğitimler çalışanı ve kurumunu geleceğe taşıyacak, hem kurum hem de çalışan için son derece önemli ve faydalı eğitimler. Bu eğitimler geleceğin yetkinliklerini içerisinde barındıran becerileri çalışanlara kazandırmayı hedefliyor. Bu eğitimler aracılığıyla yeni teknolojileri ve bunları kendi iş süreçlerinde nasıl kullanabileceğini bilen çalışanlara sahip kurumlar, rakiplerinin önüne geçme şansına sahip oluyor.
Peki bu eğitimleri planlamak ve hayata geçirmek kimin sorumluluğunda olmalı?
Ben bu konuda CIO ve CHRO’nun birlikte hareket etmesinin en etkili yöntem olduğunu düşünüyorum.
CIO, yeni teknolojileri ve bunların kurum içerisindeki etkisini hem uzmanlığı hem de bulunduğu ekosistem gereği en iyi bilecek konumda. Bu eğitimlerin yıllık eğitim planına eklenmesinde ve belki de aktif olarak kendisi tarafından verilmesinde, hatta kurum dışında eğitimin alınacağı en doğru adreslere yönlendirmede de CIO’nun önemli bir role sahip olduğunu düşünüyorum. Bu eğitimlerin kurumda çalışan bağlılığını, inovasyonu ve verimliliği artırma noktalarındaki olumlu etkilerini gösterme konusunda ise CHRO’nun etkin bir rol üstlenmesi gerekiyor.
Ve tabi ki verilen eğitimin etkisinin ölçümlenmesi gerekiyor ki haklısınız bu en zoru…
Sadece eğitime katılımı ölçmek bir eğitimin veriminin tek göstergesi olamaz. Eğitimin iş sonuçlarına etkisini kısa vadede ölçmek de pek mümkün değil.
Peki ne yapabiliriz? Benim önerim arkadaşlar yılmayalım süreklilik içeren bir eğitim planını CHRO’larla birlikte yapalım. Bu eğitimleri verelim veya verebilecek doğru kaynaklarla şirketimizi buluşturalım ve her yıl beceri setlerinde gelişimin iş sonuçları üzerindeki etkisini gözlemleyecek araçları kurum içindeki çeşitli projelere yerleştirelim. Böylece sadece kurumumuza değil ülkemize de yeni teknik ve yetkinlik beceri setleri ile donanmış insanlar kazandıralım.
Kolaylıkla ve keyifle…